Page 242 - Tarih 9 | Kavram Öğretimi Çalışması
P. 242

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
                                                                                          TARİH 9
            Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı                    Kavram Öğretimi 129
            5. ÜNİTE     : İSLAM MEDENİYETİNİN DOĞUŞU > 5.2. İslamiyet Yayılıyor
            Kavram       : Medine Sözleşmesi
            Genel Beceriler  : Bilgi Okuryazarlığı Becerisi.
            Alan Becerileri  : Tarihsel Kavrama Becerisi, Tarihsel Analiz ve Yorum Becerisi.

             Çalışmanın Adı                      BİRLİKTE YAŞAMA SANATI                             15 dk.
             Çalışmanın Amacı  Medine Sözleşmesi’nin siyasi ve sosyoekonomik hayattaki önemini değerlendirebilme.
            Yönerge: Metinden hareketle aşağıdaki soruları cevaplayınız.

                              BİRLİKTE YAŞAMA SANATI: MEDİNE SÖZLEŞMESİ
              Hz. Muhammed (s.a.s.), Medine’ye hicret ettiği sırada burada bütün şehir halkını kapsayan bir idari yapı
              mevcut değildi. Her kabile kendi içinde birlik oluşturuyordu. Hz. Peygamber, kardeşleştirme müessesesi
              ile Müslümanlar arasında birliği sağlamlaştırdıktan sonra şehre; Müslümanları, gayrimüslim Arapları ve
              Yahudileri içine alan ve daha önce Medine tarihinde hiç rastlanmayan bir siyasi-sosyal yapı getirdi. Bu
              yapı, etnik kökenleri ve dinleri farklı çeşitli gruplardan, federasyonlardan oluşan bir konfederasyon idi. Bu
              teşebbüs her şeyden evvel şehir halkının barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak gayesini taşıyordu.
              Hz. Peygamber, Müslümanların yanı sıra Medine toplumunu oluşturan Yahudileri ve diğer grupları bir
              şehir devleti hâlinde teşkilatlanmaya ikna etti. Durumu müzakere etmek üzere Enes b. Mâlik’in evinde
              bir toplantı yaptı. Bu toplantıya katılanlar Medine toplumunu yeniden düzenleyen bir sistem oluşturmaya
              karar verdiler; birbirleriyle ve yabancılarla ilişkilerini, idari ve adli yapılarını, fertlerin sahip oldukları din
              ve vicdan hürriyetini, haklarını ve sorumluluklarını belirli esaslara bağlayan bir metin hazırladılar. Bir
              sosyal mukavele olarak da kabul edilebilecek bu metin, şekil açısından bugünkü anayasalarla hayli farklı
              olsa da bir anayasa niteliğindedir.
              Bu metin, ana kaynaklarımızda bütün hâlinde bize intikal etmiş bulunmaktadır. “Kitâb”, “Sahîfe” ve
              “Müvâdea” yani sulh antlaşması adını taşıyan bu vesika, zamanımızda Medine Anayasası, Medine Vesi-
              kası, Medine Belgesi, Medine Sözleşmesi ve Medineliler Sözleşmesi olarak anılmaktadır.
              Araştırmacılar tarafından 47 veya 52 madde olarak tasnif edilen vesikanın bazı maddeleri şunlardır:
              Bu kitap (yazı), Peygamber Muhammed tarafından Kureyşli ve Yesribli müminler ve Müslümanlar ve
              bunlara tâbi olanlarla yine onlara sonradan iltihak etmiş olanlar ve onlarla beraber cihat edenler için tan-
              zim edilmiştir:
              •  İşte bunlar, diğer insanlardan ayrı bir ümmet (camia) teşkil ederler.
              •  Kureyş’ten olan muhacirler, kendi aralarında âdet olduğu veçhile kan diyetlerini ödemeye iştirak eder-
                ler; onlar harp esirlerinin kurtuluş fidyesini müminler arasındaki iyi ve makul bilinen esaslara ve adalet
                ilkelerine göre ödemeye iştirak edeceklerdir.
              •  Müminler kendi aralarında ağır mali sorumluluklar altında bulunan hiç kimseyi (bu hâlde) bırakmaya-
                caklar, kurtuluş fidyesi veya kan diyeti gibi borçlarını iyi ve makul bilinen esaslara göre vereceklerdir.
              •  Takva sahibi müminler, kendi aralarında mütecavize ve haksız bir eylemde bulunmayı tasarlayan yahut
                bir suç ve kötülük işleme yahut bir hakka tecavüz veyahut da müminler arasında bir karışıklık çıkarma
                kastını taşıyan kimseye karşı olacaklar ve bu kimse onlardan birinin evladı bile olsa hepsinin elleri onun
                aleyhine kalkacaktır.
              •  Takva sahibi müminler, en iyi ve en doğru yol üzerinde bulunurlar.
              •  Üzerinde ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey, Allah’a ve Muhammed’e götürülecektir.
              •  Yahudiler, müminler gibi muharebe devam ettiği müddetçe (kendi harp) masraflarını karşılamak zorun-
                dadırlar.
              •  Yahudiler Müslümanlarla birlikte, beraberce harp ettikleri müddetçe masrafta bulunacaklardır.
              •  Bu sahifenin (yazının) gösterdiği kimse lehine Yesrib Vadisi dâhili (cevf) haram (mukaddes) bir yerdir.
              •  Onlar (Müslümanlar ve Yahudiler) arasında, Yesrib’e hücum edecek kimselere karşı yardımlaşma ya-
                pılacaktır.
                                                                  (İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,
                                                   Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 2017, s.168-170’ten düzenlenmiştir.)

                                                                                                   239
   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247