Page 86 - Tarih 9 | Kavram Öğretimi Çalışması
P. 86
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
TARİH 9
Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı Kavram Öğretimi 46
2. ÜNİTE : İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ > 2.1. İnsanlığın İlk İzleri
Kavram : Konargöçerlik
Genel Beceriler : Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
Alan Becerileri : Tarihsel Kavrama Becerisi, Tarihsel Analiz ve Yorum Becerisi
Çalışmanın Adı KONARGÖÇER HAYAT TARZI 20 dk.
Çalışmanın Amacı Konargöçer hayat tarzını kavrayabilme.
Yönerge: Metinler ve görselden hareketle aşağıdaki soruları cevaplayınız.
Türkler Göçebe miydi?
Türklerin aslen göçebe bir kavim olduğu kanaati ilim dünyasınca yaygındır ve bizzat Türk ilim
adamları arasında da bu kanaate katılmayan hemen yok gibidir. Halbuki göçebeliğin, ekonomik faa-
liyeti dışında, sosyal muhtevası henüz iyi bilinmeyen bir toplum tipi olduğu gözden kaçırılmaktadır.
Türk milleti hakkında hüküm verilirken de yalnız ekonomik görüntüler tesirinde kalınarak ilim dışı
ön yargılarla hareket edilmektedir. O kadar ki asli Türk kültürüne oranla ‘yerleşik’ vasfı ağırlık ka-
zanmış olan Selçuklu ve Osmanlı Türklüğü dahi bu hükümden kurtulamamıştır.
(İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, Ötüken Yayınları,
İstanbul 1997, s.32’den düzenlenmiştir.)
Görsel 1
Konargöçer
Konargöçer hayat tarzında yaşayanlar özellikle kışlak bölgelerinde küçük yerleşim yerleri meydana
getirmeleri sebebiyle yerleşik düzene daha yakındır. XVI. yüzyıla ait Osmanlı tahrir kayıtlarında,
bunların artan nüfuslarının bir kısmının hızlı bir şekilde yerleşik hayata geçtiği ve yeni köyler mey-
dana getirdiğine dair bilgilere ulaşılmaktadır. Bundan dolayı konargöçer hayat tarzı göçebelikle yer-
leşik hayat arasında bir ara şekildir. Osmanlı arşiv kayıtlarında konargöçer kavramı yerine “göçer,
haymâne taifesi, göçebe taifesi, yörük, yörükân, Türkmen taifesi” gibi tabirler de geçer. Öte yandan
modern çalışmalarda konargöçer hayat tarzını ifade etmek için yaygın olarak ‘göçebe’ kelimesi kul-
lanılmaktadır. Konargöçerlik, İslamiyet öncesi Türk toplulukları arasında yaygın olarak benimsenen
bir hayat tarzı idi. Türklerin eski çağlarına ait kaynak ve buluntular, onların iktisadi faaliyetleri için-
de atın birinci sırada yer aldığını göstermektedir. Türkler, büyük at sürülerinin birbirine karışmasını
önlemek amacıyla damga vuruyorlardı. Bu damgalar aynı zamanda kabilelerin özel işaretiydi. Ancak
atçılık doğurganlığının az, üretiminin yavaş olması sebebiyle giderek önemini kaybedip yerini koyun
yetiştiriciliğine bıraktı.
(Tufan Gündüz, “Konar Göçer”, TDV İslam Ansiklopedisi,
C.26, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2002, s.161-162’den düzenlenmiştir.)
83