Page 448 - 3 ADIM AYT TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
P. 448

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI                   Öğretici Metinler                                3. TEST



        6.   Aşağıdaki parçalardan hangisi bir fıkra yazısından   8.   Yazar,  Galatasaray  Lisesini  bitirdikten  sonra  1925’te
            alınmış olabilir?                                  Fransa’ya giderek Sorbonne ve Rennes Üniversitelerinde
                                                               felsefe, estetik ve sanat tarihi eğitimi aldı. Yurda döndük-
            A)  Senelerden beri leylek görmüyordum. Hatta bu ka-
               natlı yaz seyyahlarının son senelerde İstanbul’a az   ten sonra çeşitli yerlerde felsefe ve pedagoji öğretmen-
               rağbetleri  herkesin  dikkatini  çekmişti.  Geçen  gün   liği  yaptı.  1933  yılında  İstanbul  Üniversitesi  Edebiyat
               sokakta,  gölgeleri  mor  ve  keskin  yapan  bir  Afrika   Fakültesinde  estetik  ve  sanat  tarihi  doçentliğine  tayin
               güneşi  aydınlığında  yürürken  birden  damlar  tara-  edildi. 1941’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya
               fından gelen bir leylek gagası takırtısıyla durdum.   Fakültesinde estetik ve sanat tarihi profesörlüğüne ge-
               Senelerden beri hasret kaldığı dost sese kavuşan   tirildi. Günlerin Götürdüğü, Edebiyat Söyleşileri yazarın
               kulağım, âdeta mesut ağızların geniş tebessümüyle   eserlerindendir.
               gerilmişti.
            B)  Gençlikte pek çokmuş gibi görünen vakit, yaş ilerle-     Bu parçada hakkında bilgi verilen sanatçı aşağıda-
               dikçe azalacaktır. Yetmiş beş yaşına varan bir âlim,   kilerden hangisidir?
               “Ah, mümkün olsa da köşe başlarında şapkamı ge-
               lene  geçene  uzatsam  da  boş  geçirdikleri  vakitleri   A)  Şevket Rado
               içine  atmaları  için  yalvarsam!”  derken  kendisi  için   B)  Nurullah Ataç
               ayrılmış zamanın bitmekte olduğunu ne güzel an-  C)  Ahmet Rasim
               latmıştır.
                                                               D)  Ahmet Kabaklı
            C)  Evdeki  bir  eksik  için  gittiği  alışveriş  merkezinden
               bin şey alarak geri dönüyor evine. Sizce de bu bir   E)  Suut Kemal Yetkin
               hastalık değil mi? Şahsen ben, hastalık olarak ka-
               bul ediyorum. Millet doldurmuş cüzdanlarına kredi
               kartlarını üçer beşer, sanki kredi kartından ödeyin-
               ce alınanlar bedavaya geliyormuş gibi…      9.   Aşağıdakilerden hangisi bir sohbetten alınmış ola-
            D)  Dergiler, edebiyat dergileri günden güne çoğalıyor.   bilir?
               Kimi İstanbul’da çıkıyor kimi Ankara’da. Başka şe-  A)  Veysel’in dili saf, sade, akıcı ve anlaşılır bir Anado-
               hirlerimizden  gelenler  de  oluyor:  Varlık,  Yeditepe,   lu Türkçesidir. Şiirlerinde bazen ağız özelliklerinden
               Türk Dili, Seçilmiş Hikâyeler, Hisar, Kaynak, Ufuk-  kaynaklanan bir söyleyişle; ‘bulamazsın’ kelimesini
               lar, Kervan, Yeryüzü, Yeni... Hangi birini sayayım?   “bulaman”, ‘kıymet’i “kıymat”, ‘kaybettim’ i “kayıbet-
               Ya büsbütün ya birkaç ay içinde kapananlar oluyor.  tim”, ‘diye’ yi “deyi”, ‘bel ile, el ile, gül ile’ yi “belinen,
                                                                  elinen, gülinen”, ‘yürüyorum, arıyorum, görüyorum’
            E)  Serbest şiir, serbest şiir deyip duruyorsunuz. Allah   u  “yürüyom,  arıyom,  görüyom”  şeklinde  telaffuz
               aşkına söyler misiniz, nedir bu serbest şiir? Şahsen   eder.
               ben çocukluğumdan beri şiirin tanımını şöyle bilirim:
               Şiir,  herhangi  bir  duygu  veya  düşüncenin,  belirli   B)  Okuduğum  gazetede  Sır  diye  bir  başlık  gözüme
                                                                  ilişti.  Beş  altı  satırın  üstünde  parıldayan  bu  “sır”
               kalıplar  dâhilinde,  coşkulu  bir  dille  anlatıldığı  yazı   kelimesi, insanı düşündürebilir. Çünkü bilirsiniz, in-
               türüdür. E, o zaman nerede kaldı o belli kalıplar?  sanlar, birçok şey arasında “sır”ların ne olduğunu
                                                                  öğrenmeye de pek meraklıdırlar.
                                                               C)  Siz “Şiir nedir?'' diye soruyorsunuz. Edebiyat yap-
                                                                  mayı, büyük söz etmeyi sevenler için şiir ne değildir
        7.   Söyleşi: Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl,   ki! Şiir bir çığlıktır, bir aşk ilanıdır, sallanan bir yum-
            sohbet  anlamına  gelirken  bu  kavramın  edebiyattaki   ruktur, bir umuttur, bir kurtuluştur vb… Kuşkusuz,
            anlamı:  Bir  bilim  veya  sanat  konusunu,  konuşmayı   bunların hepsi şiirde olabilir fakat bunlar nesirde de
            andıran biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türüdür.  olan şeylerdir.
                                                               D)  Maeterlinnck'in  meşhur  sözüne  göre,  her  insanın
            Musahabe:  İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri.    beyninde bir "Doğu köşesi", bir de "Batı köşesi" bu-
                                                                  lunmaktadır. Hiçbir memleket veya insan için yüzde
            Hoşsohbet: Güzel ve tatlı konuşan kimse.              yüz  Batılı  olmak  imkânı  yoktur.  Yalnız  beynimizin
                                                                  bir köşesiyle Doğu'ya, bir köşesiyle de Batı'ya bağlı
            Nükte:  Konuşma, görüşme, söyleşi.                    değil, coğrafyamızın bir tarafıyla Doğu’ya, öte tara-
                                                                  fıyla da Batı’ya mensubuz.
            Sohbet türü ile ilgili verilen bu kavramlardan hangi-
            leri yer değiştirirse bilgi yanlışı giderilmiş olur?   E)  Âbıhayât, ”kaynağı karanlıklar demek olan zulmat,
                                                                  zulumat, zulmet denilen ve kaynağı meçhul diyar-
            A)  Söyleşi - Nükte                                   da  bulunan  sudur  ki  içen  ölmez,  dünya  durdukça
                                                                  yaşarmış.” Ayrıca “içenin ebedî hayata kavuşması,
            B)  Nükte - Hoşsohbet
                                                                  ölümden  kurtulması,  öldürülse  bile  tekrar  dirilme-
            C)  Musahabe - Söyleşi                                si, ihtiyarsa gençleşmesi, hastaysa iyileşmesi gibi
                                                                  genel  telakkilerin  dışında  âbıhayât,  vahdet  sırrına
            D)  Nükte - Musahabe                                  ermek demektir.” Yine tasavvufta, ulvi saadeti, aşk
            E)  Musahabe - Hoşsohbet                              ve feyzi, bilgi ve irfanı karşılar.


                                                                                                                                                                     449
                                                       448                                                                                                           449
   443   444   445   446   447   448   449   450   451   452   453