Page 11 - Tarih 10 - Ünite 3
P. 11
DEVLETLEŞME SÜRECİNDE
SAVAŞÇILAR VE ASKERLER
Tımarlı Sipahi; reayadan kanunnamelerde belirtilen oranlardan
fazla vergi talep edemezdi. Ayrıca ürün olarak ödemesi gereken
vergiyi nakit olarak alamaz veya ürünü daha uzak pazarlara gö-
türmesini köylüden isteyemezdi. Bu sistemin denetlenmesi kadıya
aitti. Böylece Tımarlı Sipahilerin, toprak ve köylü üzerindeki yet-
kileri hukuk çerçevesine alınmıştı.
Sipahi ile köylünün hak ve görevleri kanunnamelerle tesbit edi-
lerek aralarındaki ilişkiler denetim altında tutulmuştur. Köylünün
sipahiden gelebilecek bir haksızlığa karşı direnme hatta kuvvetle
karşı koyma hakkı meşru kabul edilmişti. Sipahiler, üretimin yük-
selmesi için gerektiğinde köylüye tohumluk zahire ya da nakit
yardımında bulunur ve tüm toprakların ekilmesine dikkat ederdi.
Tımar topraklarının devlet mülkü olması
nedeniyle miras bırakılması, satılması, ki-
raya verilmesi, vakfedilmesi ve bağışlan-
ması yasaktı. Tımar toprakları, sipahinin ve
köylünün elinden keyfî olarak alınamaz-
dı. Ancak sipahi sefere katılmazsa devlet
o senenin gelirini ondan alırdı. Bu şekil-
de Tımarlı Sipahilerin merkezî otoritenin
aleyhine toprak ve mevki kazanmaları ve
ayrı bir toprak aristokrasisi oluşturmaları
önlenmişti. Bu durum merkezî otoritenin
taşrada güç kazanmasını sağlamış ve Tı-
marlı Sipahiler taşrada merkezî otoritenin
temsilcisi olmuştu.
Tımar sisteminin bu faydalarının yanında
askerî yönü de önemliydi. Osmanlı ordusu
içinde eyalet ordusu denince öncelikle Tı- Görsel 3.10
marlı Sipahiler akla gelirdi. Bunlar, XVII. yüzyılın başlarına kadar Cebelü (Temsilî)
Osmanlı ordusunun en büyük bölümünü oluşturan atlı askerlerdi.
Osmanlılar, devlet gelirlerinin tamamını merkez hazinesine alıp
maaş olarak askerlere dağıtmak yerine, daha pratik bir yol olan
tımar sisteminin askerî yönünü geliştirmişti. Tımarlı Sipahi, vergi
toplayarak hem kendini geçindirmek hem de tımarın büyüklüğüne
göre cebelü adı verilen askeri yetiştirmek zorundaydı (Görsel 3.10).
Moğolca; silah, zırh anlamına gelen “cebe” kelimesinden Türk-
çe “-lü” ekiyle türetilen cebelü; zırhlı, teçhizatlı asker demektir. BİLİYOR MUSUNUZ?
Tımar sahipleri, savaş zamanında hazırladıkları cebelülerle bir-
likte sefere katılırdı. Seferlere katılmayan sipahilerin dirlikleri
ellerinden alınır, idam da dâhil çeşitli cezalara çarptırılmaları söz
konusu olabilirdi. Sancaklara dağıtılan Tımarlı Sipahiler, sancak-
beyinin emri altındaydı. Seferler sırasında sipahilerin onda biri,
bulundukları bölgenin korunması, asayişin sağlanması ve günlük
işlerin görülmesi amacıyla geride bırakılır böylece üretimin de-
vamlılığı sağlanırdı.
83

