Page 95 - Tasarım Beceri Atölyeleri Öğretmen El Kitabı
P. 95

Ron Burnet, İmgeler Nasıl Düşünür

               “Bir fotoğrafı iyi yapan şey ilgisizlik değil, sevgi, aşırı sevgidir” Roland Barthes, Camera Lucida

               Bir fotoğrafın anlamının ne kadarı fotoğrafın kendisinden, ne kadarı fotoğrafa bakanın fotoğrafa yükle-
           diğinden ileri gelir? Fotoğraf bu karşılıklı alışveriş içerisinde anlam kazanan bir mecra ise, bu anlamlandırma
           süreci her defasında yeni bir şekilde gelişmeye müsait değil midir? Buna karşın fotoğraf bir şahsın aleyhine en
           kuvvetli delil olarak koyulabileceği gibi, güzellik gibi soyut bir kavrama çeşitli somutluklar kazandırmaktan
           geri durmaz. Gerçekliğe sıkı sıkıya tutunan fotoğraf akıp giden zamandan yoksun olsa da, akıp giden insan
           yaşantısının algısını kuvvetle dönüştürebilecek bir potansiyel taşır. İnsanların bir ürün satarken ya da maziye
           bakarken en çok başvurdukları unsurun hala fotoğraf olması bu yüzden doğal karşılanacaktır. Onda eksik olan
           zaman, onunla kurulacak mana alışverişinde yeniden doğmaya - doğurulmaya müsait bir şekilde beklemekte-
           dir. Fotoğrafa bakılırken, zaman, insan zihninde yeniden canlanmaktadır. Bu potansiyeli doğuran muğlaklık;
           basın, reklam, belge fotoğraflarında, belli bir amaç doğrultusunda tek boyuta indirgenir. Oysa onu günümüzde
           en üretken sanatsal disiplinlerden biri yapan sebep,  fotoğrafın; insanın gerçekle ilişkisini sorgulayabileceği
           geçitler barındırmasından ileri gelmektedir.

               Fotoğraf sanatının en çok başvurulan kayaklarından biri olan Roland Barthes’ın “Camera Lucida”’sı, yaza-
           rın annesine ait bir fotoğrafın onda yarattığı etkinin peşine ve üzerine yazılmış denemelerden oluşur. Yazarın
           bir fotoğrafta bulduğu kuvveti araştırmaktaki ısrarının fotoğrafa dair en büyük kaynağa evirilişi, fotoğrafın
           sanatsal potansiyelinin keşfine dair yöntemsel bir ipucu da içermektedir.

               Bir insan için, çok sevdiği bir yakınının ya da kendi için hayati bir önem taşıyan bir anın fotoğrafı uzun
           seyirlere vesile olabilir. O anı ya da kişiyi yeniden canlandırmasına yardımcı olabilecek fotoğraf, fotoğrafın
           genel kullanımlarından çok farklı olarak derin duygular tetikleyebilecek bir kapasiteye sahiptir. Bu öznel iliş-
           kide, kişinin zihninde türeyen düşüncelerin duygularla yer değiştirdiği, zaman zaman düşüncelerin tamamen
           sessizleşerek sadece fotoğrafa yönelmiş uzun bir seyre imkan sağlandığı düşünülürse, fotoğraf ile ilgili anlamın
           araştırılmasında, böylesi ilişkilerin barındığı fotoğraflara başvurmak, fotoğrafla ilgili sosyal ve psikolojik kat-
           manlarının üzerine konuşulabilinir  bir paylaşım ortamı yaratılabilir. Bu ortamda, bağ sahibi kişinin fotoğrafla
           ilgili tecrübesi ve diğer katılımcılara bir açıklama olmadan aynı fotoğrafın çağrıştırdıkları arasındaki fark, fo-
           toğrafın ait olduğu kişi için aşması ya da üstüne düşünmesi gereken bir mesafe oluştururken, öznel olan hissin
           aktarılabilmesi için gerçekleştirilecek yaratıcı süreci tetikleyen bir kuvvete dönüşecektir.
               Kuvvetli bir bağ çağrıştıran fotoğraf türüne aile fotoğrafları da eklenebilir. Aile fotoğraf albümlerini ailenin
           kolektif belleğinin bir aile bireyi tarafından yeniden kurgulandığı yapılar olarak görmek yanlış olmayacaktır.
           Fotoğraf çekiminin yapılış biçiminden albümde yer alan fotoğrafların seçimine kadar farklı işleri bir araya geti-
           ren bu süreç bir albümde vücut bulup nesiller boyu muhafaza edilir. Albümde kurulan aile anlatısı çoğunlukla






                                                                                                                     87
   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100