Page 39 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 - Ünite 3
P. 39
ŞİİR
METİN VE TÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR
Okuduğunuz metin, İkinci Yeni şiir anlayışı içerisinde yer alan şairlerden İlhan Berk’e aittir. Sa-
natçının bu şiirinde kelimeleri değiştirmesi, dilde olmayan ya da kullanılmayan yeni kelimeler uy-
durması, cümlenin söz dizimini bozması (hansı, eskim, Berk kuşlarım, Ey benim sığlığım eskim ka-
ranlığım siz vb.) kapalı ve zor bir şiir dili ortaya çıkarmıştır. Bu kapalı anlatım da beraberinde hayal
gücüne dayalı çok anlamlılığı getirmiştir. Bu anlayıştaki şairler anlamdan kurtulmak, soyutluğu sağ-
lamak için duyulmadık yeni kelimeler de üretme yoluna gitmişlerdir. Yeni tamlamalar uydurup ke-
limeleri temel anlamlarından uzak bir anlam örgüsü içinde kullanmaya ağırlık vermişlerdir. İkinci
Yeniler, kelimeler arasındaki anlamsal bağlantıları kopararak yeni görüntüler oluşturma yolunu seç-
mişlerdir.
İkinci Yeni şiirinde anlaşılırlık yerine kapalılık, somut yerine soyut kavramlar gelmiştir. Biçime ve
imgeye öncelik veren bu anlayış, konuşma dilinden ve halk dilinin ortak değerlerinden uzaklaşmış-
tır. İkinci Yeni şairleri; şiiri, çağrışım yönünden zenginleştirmekle beraber toplumdan geniş ölçüde
uzaklaştırmıştır. Bu şairler şiirde benimsedikleri dille, yaşanan gerçekler arasındaki bağlantıyı kopar-
mıştır.
Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever, İlhan Berk, Ece Ayhan, Sezai Karakoç, Ülkü Tamer gibi
sanatçılar İkinci Yeni şairi olarak tanınmışlardır. İkinci Yeni şiir anlayışının gelişmesinde XX. yy.da
ortaya çıkan sürrealizm ve dadaizm akımları etkili olmuştur.
Sürrealizmin (gerçeküstücülük) esasları, 1924 yılında Andre Breton (Andre Breton) tarafından ya-
yımlanan bir bildiriyle duyurulmuştur. Bu akım herhangi bir estetik ve ahlaki kaygıya, aklın deneti-
mine bağlı kalmadan düşüncenin ortaya konmasını savunmuştur. Sürrealistlerin malzemesi; aklın ve
iradenin dışında kendiliğinden otomatik olarak ortaya çıkan ruhsal olaylar, rüyalar ve bilinçaltından
gelen çağrışımlardır. Sürrealizm, bu ruhsal olayları hiçbir müdahalede bulunmadan oldukları gibi ak-
tarmaktadır. Bu yaklaşımla sürrealistler, realizme karşı çıkmışlardır. Sürrealistler, Sigmund Freud’un
(Sigmund Froyd) Psikanalist Kuramı’nın etkisiyle bilinçaltını ortaya çıkarmaya çalışmışlardır.
Sürrealistler, eserlerinde gerçekdışı olaylardan ve yerlerden bahsetmişlerdir. Onlara göre, bilinçal-
tının verilerini ifade etmek için alışılmış dil yetersizdir. Dile değişik, farklı bir anlatım şekli vermek
gerekir. Sürrealistler, iç dünyanın akıcı bir biçimde verilmesini engellediği gerekçesiyle noktala-
ma işaretlerini kullanmamışlardır. Sürrealizm akımının önemli temsilcileri arasında Andre Breton,
Louis Aragon (Luyi Aragon), Paul Eluard (Pol Elua) yer alır.
Sürrealizme zemin hazırlayan dadaizm ise Tristan Tzara (Tristan Zara) ve arkadaşları tarafından
Fransız edebiyatında XX. yy. başlarında geliştirilen bir akımdır. Dadaizm, I. Dünya Savaşı’nın hemen
ardından doğan umutsuzluk ve güvensizlik ortamının ürünüdür. Yerleşik dil ve estetik kuralların tümü-
nü reddeden bu akım, kapalılığa yönelip çağrışımları temel almıştır. Fransızcada “oyuncak tahta at” an-
lamındaki “dada” kelimesini kendisine ad olarak seçen bu akım 1921 yılına kadar devam etmiştir.
METNİ ANLAMA VE ÇÖZÜMLEME
1. “Yeşil, o solukları gibi rüzgârların” dizesinde rüzgârın soluğunun “yeşil” olarak nitelendirilmesi
esip geldiği yerlerle ilgili sizde hangi çağrışımları uyandırmaktadır?
2. Okuduğunuz şiirde geçen “evin göğü”, “gecenin pancuru”, “yitik gülüş” gibi çağrışım yönünden
zengin ifadelerin sıkça kullanılması, İkinci Yeni anlayışının şiire yansımaları hakkında size neler
düşündürmektedir?
3. Metindeki açık ve örtük iletileri bularak bunların şiirin dil ve anlatımına katkısını söyleyiniz.
4. İlhan Berk’in şiir anlayışının okuduğunuz şiire yansıyıp yansımadığıyla ilgili düşüncelerinizi sı-
nıfla paylaşınız.
109