Page 40 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 - Ünite 3
P. 40
3 ÜNİTE
5. Okuduğunuz şiirin sizde uyandırdığı duygular nelerdir?
6. Bu şiirin çok anlamlı okumaya açık olması, hangi şiir anlayışına yakın olduğunu düşündürmekte-
dir? Düşüncelerinizi paylaşınız.
7. Okuduğunuz şiirde sürrealist özelliklere rastlamak mümkün müdür? Dizelerden örnek vererek
açıklayınız.
ŞAİRİN BİYOGRAFİSİ
İLHAN BERK (1918-2008): Cumhuriyet Dönemi sanatçılarındandır. Manisa’da
doğan sanatçı, Balıkesir Necati Bey İlköğretmen Okulunu bitirdikten sonra kısa
bir süre sınıf öğretmenliği yaptı. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bö-
lümünü bitirdi ve Fransızca öğretmeni oldu. Yazı hayatına, ilk kitabını da yayım-
layan Manisa Halkevi dergisinde başladı. Türk edebiyatında daha çok şiirleriyle
tanınan sanatçı, şiirde sürekli değişimi benimsedi. Tamamen anlamsızlığa yö-
neldi. Sürrealist şiirin serbest yazı, otomatik şiir anlayışından etkilenen sanat-
çının imge ve çağrışımlara dayalı bir şiir dili vardır. İkinci Yeni şiir anlayışının
önde gelen sanatçılarından olan İlhan Berk; şiir, deneme, günlük, otobiyografi
türlerinde eserler verdi. Güneşi Yakanların Selamı, İstanbul, Günaydın Yeryüzü, Galile Denizi, Çivi
Yazısı, Otağ, Mısırkalyoniğne, Şenlikname, Taşbaskısı, Deniz Eskisi, İstanbul Kitabı şiir; El Yazılarına
Vuruyor Güneş günlük; Bir Uzun Adam anı; Şairin Toprağı deneme türündeki eserlerindendir.
DİL BİLGİSİ
1. “Teb kralları gibiydim öyle yalnızdım” dizesinde şair kendisini yalnızlığı bakımından bir krala
benzetmektedir. Siz de şiirden başka benzetme örnekleri bularak benzetmelerin altını çiziniz.
2. Okuduğunuz şiirde kullanılan virgüllerin kullanım amaçlarını açıklayınız.
SIRA SİZDE
Aşağıda İkinci Yeni şairi Cemal Süreya’nın Folklor Şiire Düşman adlı yazısından bir parça ve-
rilmiştir. Bu parçadan hareketle Cemal Süreya’nın görüşleri ile İkinci Yeni’nin ilkelerini karşı-
laştırınız.
Çağdaş şairler kelimeleri bile sarsıyorlar, yerlerinden, anlamlarından uğratıyorlar. Bu böyleyken
bizde hâlâ folklora, halk deyimlerine şiirlerinde fazlasıyla yer veren şairlerin kısır bir yolda olduk-
ları sanısındayım. Çünkü folklorda şiirin bugünkü entelektüel niteliğini taşıyacak yeti yoktur. Halk
deyimlerinin havası şiirin kanat çırpmasına imkân vermeyecek kadar dar bir havadadır.
Bir halk deyimi içindeki kelimeler o deyimdeki anlam dizisinde kaynaşmışlardır. O kelimelerden
o deyimlerdekinden ayrı işlemler, ayrı güçler aramayın artık. Çünkü donmuşlardır. Tek yönlüdür-
ler. İşlemleri, güçleri, bir bakıma uyandıracakları çağrışımlar bellidir. Ne olsa değişmeyecektir. Bu
kelimelerin meydana getireceği şiirlerle, mısraları hep şarkı mısralarından, hep türkü mısraların-
dan meydana gelen şiirler arasında pek büyük bir ayrılık göremiyorum.
Cemal Süreya, Folklor Şiire Düşman
110