Page 12 - Felsefe 10 | Çalışma Defteri 8
P. 12
Açık Uçlu Sorular-I
Aşağıda yer alan metni okuyarak soruları cevaplayınız.
ÖZNE NESNE İLİŞKİSİ
Her şeyi bilen, hiç kimse tarafından bilinmeyen, öznedir. Buna
göre de, o, dünyanın taşıyıcısıdır, bütün görüngülerin, bütün
nesnelerin koşuludur (açıkçası, geneldir, varlığı her zaman ön-
ceden kabul edilir). Çünkü, varolan ne varsa, özne için vardır.
Bilginin nesnesi olmadığı sürece, bildiği sürece herkes kendini
bu özne olarak bulur. Gelgelelim kişinin gövdesi bir nesnedir.
Öyle ki, bu bakış açısından, gövdeye de tasarım deriz. Çün-
kü, dolaysız bir nesne olsa bile, gövde nesneler arasında bir
nesnedir, onun da nesnelerin uyduğu yasalara uyması gerekir.
Bütün algı nesneleri gibi, o da bilginin kalıpları olan uzam ile zamanın içindedir, çokluk da onlar
aracılığıyla vardır. Tersine, bilen özne, hiçbir zaman bilinmez, o, bu kalıplara girmez. Ne ki, bu
kalıplar her zaman özneyi gerektirir. Böylece onda ne çokluk ne de çokluğun karşıtı, birlik vardır.
Biz onu hiç mi hiç bilmeyiz, ancak herhangi bir şey ona bilinir, o bilendir.
Öyleyse, tasarım olarak dünyanın, bizim, dünyanın şimdilik göz önüne aldığımız tek yönünün, özünde
iki zorunlu, ayrılmaz yarısı vardır. Onun bir yarısı nesnedir. Nesnenin kalıpları uzam ile zaman, bunlar
aracılığıyla da çokluktur. Tasarım olarak dünyanın öteki yarısı öznedir. O, uzamla zamanda değildir,
çünkü özne, algılayan her varlıkta bütündür, bölünmemiştir. Öyle ki, algılayan biri, varolan milyonlarca
kişinin tam olarak yaptığı gibi, nesneyle birlikte, tasarım olarak tüm dünyayı bütünler. Gelin görün ki,
bu algılayan kişi savrulup giderse, tasarım olarak dünya da olmaz olur. Dolayısıyla bu yarılar düşün-
cede bile ayrılamaz. Çünkü bu ikisinden her birinin öteki aracılığıyla, öteki için anlamı, varlığı vardır.
Bunların her biri öteki ile vardır; ötekiyle de yok olur.
Arthur Schopenhauer’un İsteme ve Tasarım Olarak Dünya adlı eserinden derlenmiştir.
ORTAÖĞRETİM 12 FELSEFE-10
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ