Page 35 - Fen Lisesi Biyoloji 10 | 3.Ünite
P. 35
Doğal kaynaklar; yer altı kaynakları (demir, boksit, kurşun, altın, çinko, gümüş, bor, fosfat, tuz, mermer,
granit, kalker, sünger taşı, amber taşı, zirkon, elmas vb.), ormanlar ve orman ürünleri, av hayvanları, yaba-
ni hayvanlar, su ve su ürünleri, hava, rüzgâr, güneş, tarım toprakları, meralar, fosil yakıtlar (petrol, kömür,
doğalgaz), doğal turistik kaynaklar (göller, kuş cennetleri, çağlayanlar, termal kaynaklar, kıyılar ve plajlar,
peribacaları, travertenler, mağaralar, yaylalar vb.) gibi canlı ve cansız unsurlardır. Doğal kaynakların bazıları
(örneğin hava ve su) fizyolojik birer ihtiyaçtır. Bazıları insanlar tarafından kullanılıp işlenerek hayati ve eko-
nomik değeri olan ürünlere dönüşür. Örneğin doğal kaynak olan toprak işlenerek çeşitli tarım ürünleri elde
edilir.
Doğal kaynakların kullanımı sınırsız ve sürekli değildir. Hava ve su gibi doğal kaynakların sürekli bir
döngü ile yenilendiği bilinmektedir. Her ne kadar hava ve su yenilenebilir kaynaklardan olup tükenmese
bile kirletilen doğal kaynaklardandır. Kirletildiği durumda da canlılara olan faydası sınırlanmaktadır. Çevre
kirliliğinin artması, içilebilir su kaynaklarını ve buradan elde edilen su ürünlerini (balık, mercan, sünger vb.)
yok etmektedir.
Doğal kaynakların bir kısmı (örneğin yer altı kaynakları); kömür, petrol, doğal gaz yenilenemeyen kay-
naklardandır. Bu maddelerin oluşumu milyonlarca yıl öncesinde jeolojik devirde gerçekleşmiştir. Tekrar
oluşmaları için milyonlarca yıl geçmesi ve dünya şartlarının o zamanki gibi olması gerekmektedir.
Doğal kaynaklar kullanılırken ekosistemin dengesini bozmayacak ve kendi kendini yenilemesine izin
verecek şekilde hareket edilmesi gerekmektedir. Doğal kaynakların sürdürülebilirliği, doğal kaynakların bu-
gününü ve geleceğini içine alan önemli bir kavramdır. Sürdürülebilirliğin amacı, dünyanın mevcut kaynakla-
rının korunmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır.
Dünya nüfusunun hızla artması, doğal kaynakların çok hızlı bir biçimde tüketilmesine neden olmakta-
dır. Bu nedenle dünya genelinde ve ülkemizde doğal kaynakları korumak amacıyla bazı önlemler alınmakta-
dır. Bu önlemler doğal kaynakların korunması, geliştirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yer
verilmesi ve geri dönüşüm gibi konuları içermektedir. Örneğin erozyon ve erozyonla mücadele etme doğal
kaynakların korunması ve geliştirilmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu amaçla Orman ve Su İşleri Bakan-
lığı erozyonla mücadele etme konusunda önlemler almaktadır. Çölleşme ve erozyonla mücadele için potan-
siyel ağaçlandırma sahaları belirleyerek bunları bitki örtüsü ile kaplama çalışmaları yapmaktadır. Ayrıca ku-
rulacak baraj gölleri altında kalan özellikli bitkilerin korunması, taşınması ve çoğaltılması ile ilgili çalışmalar,
heyelan ve sel tehlikesi olan bölgelerde rehabilitasyon amacıyla önlemler almaktadır.
Aynı Bakanlığın bünyesinde bulunan farklı birimler; yabani hayatın korunması ve avlanma, millî parkla-
rın korunması, endemik bitkilerin korunması ve yetiştirilip çoğaltılması gibi birçok konuda projeler geliştirip
başarılı uygulamalar yapmaktadır. Örneğin tabiatta bulunan yaralı, hasta, yardıma muhtaç yabani hayvanla-
rı tedavi ve rehabilite etmek amacıyla farklı bölgelerde yabani hayvan kurtarma ve rehabilitasyon merkezleri
kurulmaktadır. Bu merkezlerde şahin, leylek, karabatak, kaya kartalı, pelikan, puhu kuşu, ayı, yılan, kerten-
kele, deniz kaplumbağası, sincap, yaban keçisi, karaca ve tilki gibi çok sayıda yabani hayvan tedavi edilerek
tabii yaşamlarına bırakılmaktadır. Bu merkezlerin sayısının artırılması amacıyla çalışmalar hızlı bir şekilde
yürütülmektedir (Görsel 3.55).
Görsel 3.55: Yabani Hayvan Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi
127