Page 125 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 125

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
         61      TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10                              Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
                 Kavram Öğretimi
          6. ÜNİTE    : TİYATRO > Tiyatro > Geleneksel Türk Tiyatrosu
          Kavram      : Meddah
          Genel Beceriler  : Eleştirel Düşünme Becerisi
          Alan Becerileri  : Yazma Becerisi

          Çalışmanın Adı                       TEK KİŞİLİK DEV KADRO                             20 dk.
          Çalışmanın Amacı  Meddah türünün genel özelliklerini açıklayabilme.
          Yönerge: Aşağıdaki metni okuyup kavram haritasını inceleyiniz. Bunlardan hareketle soruları
                   cevaplayınız.

                      MEDDAH SURURÎ İLE ALİ ASKAR AĞA’NIN BURSA SEYAHATİ
            (…)
            Sururî:
            — Ali Askar Ağa!
            — Ne var Sure Efendi?
            — Bak bu ufak pehlivanlara, bunlara deste güreşi derler.
            Askar:
            — Beli, o desteler Tehran’da da vardır.
            — Ah! Bak şimdi daha büyükleri çıktı. Bunlara küçük orta derler.
            — Bilirem ağam, küçük ortayı da bilirem.
            Sururî:
            — Dikkat et, baş pehlivanlar çıkıyor. Bak gördün mü
            o sarı pehlivanı, sarı bıyıklıyı?
            Askar:
            — Görmişem.
            — O kim biliyor musun?
            — Yoh, bilmirem.
            — Ona meşhur Maraşlu Hasan Pehlivan derler.
            Onun daha kolunu bükecek kâinatta kimse gelme-
            miştir. O kara yağız olan da İnkayalı İbraam Pehli-
            van.
            — O da pehlivan mıdır?
            — Elbette!
            — Sure Efendi, ne diyon sen? O daha çocuktur!
            — Lan tövbe çocuk olur mu? Yaptığı işlere bak Ali
            Askar Ağa. Onlar hep namdar pehlivanlardır.
            — Sure Efendi, o sarı bıyıklı pelvanı gördün mü?
            — Evet.
            — Hasan Pelvan diyeler.
            — Evet.
            — O Tehran’a geldi.
            — Ne vakit?                                                Görsel 1: Meddah Aşkî
            — Çok önceden.
            — Eeee?
            — Şahın bir pehlivanı vardı. Adına Hurşit-i Muella diyeler.
            — Eeee?
            — Günde on sekiz yüz kişiyle güreşirdi. Hetta Şah ferman eyledi ki bu Hurşit-i Muella ile Hasan
            Pelvan güreşsin. Meydana çıktılar, ellerini şaklattılar. Hasan Pelvan’ın sekiz metre boyu vardı,
            yeddi metre galınlığı vardı ha! Bu Hasan Pelvan’a parmağın havale eyledi. Hasan Pelvan’ı hava-
            ya fırlattı, getti. On yedi gün sonra telgraf geldi. Hasan Pelvan salimen Bandırma’ya vasıl olmuş,
            dediler.
                                                                      Özkul Çobanoğlu, Halk Edebiyatına Giriş II
                                                                       (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

          122
   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130