Page 15 - Felsefe 10
P. 15

FELSEFE 10    6
                                                                                      Kavram Öğretimi



            ve hakikatin âşığı olan, bilginin ve hakikatin peşinden gidip onu arayandır.” diyebiliriz. “Sevgi ise bilgiye,
            hakikate karşı duyulan muhabbet demektir. Bilgiyi ve hakikati arzulamak, ondan hoşnut olmak demektir.
            Filozofların bilgiye, hikmete, hakikate ve bunlar üzerinde düşünmeye olan muhabbetleri ve arayışları
            da bu sevgiden gelir.” dedi ve devam etti. “Ancak filozofların ortak noktası her ne kadar hakikate karşı
            duyulan sevgi ise de her filozofun bana yani Felsefe’ye dair yaptıkları tanımlar farklıdır. Her filozof beni
            nasıl algılıyorsa öyle tanımlıyor. Bunun için kesin bir tanımım yok çünkü çağdan çağa, filozoftan filozofa
            bana yüklenilen anlam değişiyor. Yine de genel olarak kendimi, maddi ve manevi gerçekliğin tümünü,
            varlığın neden ve ilkelerini anlamaya çalışan bir düşünce etkinliği olarak tanımlayabilirim.
            “Hımm, anladım.” dedi, “Peki, bazı kavramlar kullandınız; filozof, hakikat, arayış, düşünme ve hikmet
            gibi. Bunlardan ne anlamalıyız?” diye sordu Özge.
            “Filozof bilgeliği seven, arayan, ona ulaşmayı amaçlayan kişi anlamında kullanılmıştır. Buna göre filozof
            gerek bilgi alanında gerek eylem alanında ön yargılardan, içinde yaşadığı toplumun kalıplaşmış hüküm
            ve inançlarından uzak durabilen kişidir. Bilgiyi ve hakikati kendi akıl ve imkânları üzerinden sorgulayan,
            eleştiren, anlamaya çalışan kişidir. Filozofun çoğunlukla aradığı şey “hakikat”tir. Hakikat, kesin ve zo-
            runlu olarak doğru kabul edilen bilgidir. Örneğin “Senin adın Özge’dir.” ifadesinde bir bilgi ortaya koyu-
            yorum.  Ortaya koyduğum bu bilgi, adının Özge olduğu ifadesiyle örtüşüyorsa ortaya koyduğum bilgi
            doğru, yani hakikattir. Kısacası hakikat; kesin, zorunlu ve tartışmasız doğruluk içeren bilgidir. Filozofun
            da  amacı  her  konuda  hakikatin  bilgisine  varmaya  çalışmaktır.  Bu  bilgiye  varmaya  çalışırken  verdiği
            uğraşa da “arayış” denir. Arayış, bilginin peşine düşmektir. Filozofun sorgularken, gözlemlerken, akıl
            yürütürken, eleştirirken gerçekleştirdiği eylem arayıştır.  Filozofun bu arayışında kullandığı en önemli
            yetenek “düşünme” potansiyelidir. Düşünme, zihinsel olarak bilmek istediğin her şeye yönelmektir. Aklını
            kullanarak, akıl yürüterek bilmek istediğin konuyu zihninde muhakeme etmektir.  Bu muhakeme varlığın
            ardındaki hikmeti bilmek için durmaksızın sorgulayan ve eleştiren bir muhakemedir. Peki, bu durumda
            “hikmet” nedir? Yukarıda da söylediğim gibi başka diyarlarda (İslam coğrafyasında) dil ve çeviriden veya
            kısmen anlam farklılığından dolayı felsefe yerine hikmet kavramı kullanılır. Hikmet benim öte diyarlarda-
            ki kardeşimdir diyebiliriz.” dedi Philosophia gülümseyerek. Yunanca eserlerin Arapçaya çevrilmesi esna-
            sında philosophos (filozof) terimi hem feylesof hem de hakim olarak kullanılmış. Hakim ise hikmet sahibi
            olan kişi anlamında kullanılmıştır. Hikmet sahibi kişi hakim olduğu şeyin nedenlerini bilen kişidir. Buna
            göre hikmet de tıpkı benim gibi bilgiyi bulmak, bilginin ve hakikatin asıl kaynağını bilmeye çalışmaktır
            diyebiliriz.” dedi ve “Anlatabildim mi küçük filozofum?” diye sordu tebessüm ederek.
            Özge, “Çok iyi anlattınız, gayet iyi anladım söylediklerinizi, çok teşekkür ederim.” dediğinde “Sen de
            filozof olmanın ilk ve en önemli adımını attın aslında!” dedi Felsefe.
            Özge “Nedir bu adım?” diye sorunca “Merak, sorgulama ve arayış” dedi Felsefe. “Filozofun temel gıdası
            bunlardır. Filozof bir yolcudur. Bunlarla yola düşer, bunlar kılavuzluk eder yolcuya. Sen de yola düşmüş-
            sün. Dilersen bir başka rüyada merak, sorgulama ve yola düşerken filozofa lazım olan azıklardan konu-
            şuruz. Görüşmek üzere!” deyip Felsefe’nin bir anda ortadan kaybolmasıyla irkilen Özge, uykusundan
            uyandı. “Rüyaymış gördüklerim!” dedi. “Nasıl da gerçek gibiydi. Felsefe de böyle bir şey olmalı. Kesinliği
            yok, rüya ve gerçek iç içe girdi.” dedi ve yeni bir güne uyandı. Gün içerisinde gördüğü rüya üzerinde
            düşünen Özge, Felsefe’nin üzerinde birçok gözün olduğu aydınlık tacını ve farklı renklerden oluşan gör-
            kemli kıyafetinin anlamını sormadığı için üzüldü. Felsefe’nin de kendisine söylediği gibi başka bir rüyada
            görüşme imkânı olursa taç ve kıyafet ile ilgili merak ettiği soruları ona sormaya karar verdi.




            1.  İsmini duyduğunuz ya da kendi veya eserleri hakkında fikir sahibi olduğunuz filozof var mı?
                Açıklayınız.












                                                                                                    11
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20