Page 114 - Tarih 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 114
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
TARİH 10
Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı Kavram Öğretimi 44
2. ÜNİTE : BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI SİYASETİ (1302-1453) > 2.4. Balkan Fetihleri
Kavram : Rumeli
Genel Beceriler : Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
Alan Becerileri : Tarihsel Kavrama Becerisi
Çalışmanın Adı TÜRKLER RUMELİ’DE 15 dk.
Çalışmanın Amacı Rumeli kavramının ortaya çıkışını ve Türklerin Rumeli’ye geçişini değerlendirebilme.
Yönerge: Metin ve görselden hareketle aşağıdaki soruları cevaplayınız.
Türkler Rumeli’de
Görsel 1
Bizanslıların kendileri ve ülkeleri için kullandıkları ‘Romaioi’ ve ‘Romania’ kelimeleri İslam dün-
yasında onların Rum, Doğu Roma İmparatorluğu ülkesinin de “biladü’r-Rum” veya “memleke-
tü’r-Rum” şeklinde tanınmasına yol açmıştır. Bu tabirler, Anadolu’nun Türk İslam hâkimiyeti altına
girmesinden sonra Rum ismiyle Bizans idaresinde bulunmuş Anadolu’yu gösteren bir coğrafi ad
olarak yaygınlaşmıştır. Batılı seyyahlar, XIII. yüzyılda Türklerin idaresindeki Anadolu’ya “Turqu-
emenie (Turquie)” ve Bizans İmparatorluğu’na tabi yerlere ‘Romanie (Romania)’ diyorlardı. Niha-
yet bu tabir, daha ziyade Ortodoks Yunan mezhebinin hâkim bulunduğu Balkan Yarımadası’nı ifade
etmeye başladı. Osmanlı Türkleri, Balkanlar için Rum ili adını Romania’dan aldılar ve Anadolu’ya
karşı denizin ötesinde Bizanslılardan fethettikleri bölgeler için kullandılar. Yalnız Rum adı ise eski
manasını muhafaza ederek Anadolu’da Selçukluların hâkim olduğu yerleri gösteren coğrafi bir isim
olarak kaldı. Selçuklulardan itibaren Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Karesioğulları ve nihayet Os-
manlılar, Balkanlara akınlar yapmaya başlamıştır. 1345’te Bizans tahtında yaşanan kavgalarda taraf
olan Osmanlılara, askerî üs olarak verilen Çimpe Kalesi ile Rumeli’de kesin yerleşme başlamıştır.
Rumeli, tarihî bir adlandırma olmasının dışında günümüzde İstanbul şehrinin Boğaz’ın batısında
kalan kesimlerinin adı olarak Rumeli yakası şeklinde kullanılmaktadır.
(Halil İnalcık, “Rumeli”, TDV İslam Ansiklopedisi, C.35,
Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2008, s.232-233’ten düzenlenmiştir.)
81