Page 135 - Tarih 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 135

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
          55     TARİH 10                                               Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
                 Kavram Öğretimi

         2.

           I. Ahiliğin yaygın olduğu zamanlarda şehrin çarşı esnafından biri, sabahleyin erkenden kalkar; konu
           komşuya “Hayır ola, pazar ola, kötülükler def ola, kazancınız helaliyle gele.” dedikten sonra besme-
           leyle dükkânını açar; ilk müşterisiyle alışverişini yapar. Bu sırada ikinci müşteri gelir. Dükkân sahibi
           içtenlikle müşterisine: Kusura bakma kardeşim. Allah bereketini vere, ben bu sabah siftah ettim, ilk
           alışverişimi yaptım. Senin istediğin mal karşı komşuda da var. Aynı mal aynı para, ne var ki komşum
           bu sabah daha siftah etmedi. İstediğini ondan alırsan hem onu memnun edersin hem de ben kom-
           şuluk hakkını gözetmiş olurum, der.


           II.  Ahiliğin  kurucusu,  esnaf  ve  sanatkârların   III. De bakalım, ahiliğin açığı kaçtır?
           piri olan Ahi Evren, ayakkabıcı esnafının bu-   - Dörttür.
           lunduğu  çarşıdan  geçerken  onların  yaptığı   - Say gelsin!
           ayakkabıları  inceler,  hileli  gördüklerini  kesip   - Eli, yüzü, gönlü, sofrası.
           dama  atarmış.  Böyle  bir  olay  olunca  bunun   - Kapalısı kaçtır?
           haberi esnaf arasında hızla yayılır, “Filan us-  - Üçtür.
           tanın pabucu dama atıldı.” denilirmiş. Pabucu   - Say gelsin!
           dama atılan usta, utancından haftalarca insan   - Gözü, beli, dili.
           içine  çıkamaz,  kimsenin  yüzüne  bakamaz,     - Gözü kapalılıktan murat nedir?
           kendini affettirmek için elinden geleni yapar-  - Kimsenin suçunu, ayıbını görmemektir.
           mış. Çok zamanda bunlar kâfi gelmez, terk-i
           diyar etmek zorunda kalırmış.



          Metinlere göre Anadolu ahilerinin sahip olmaları gereken temel özellikler nelerdir?
              I.
              II.
              III.

          3.


           “Allah, insanı medeni tabiatlı yaratmıştır. Allah insanı yemek, içmek, giyinmek, evlenmek mesken
           edinmek gibi çok şeylere muhtaç olarak yaratmıştır. Kişi kendi başına bu ihtiyaçları karşılayamaz.
           Demircilik, marangozluk gibi birçok meslekleri yürütmek için çok insan gerekli olduğu gibi demir-
           cilik ve marangozluk da birtakım alet ve edevatla yapılabildiğinden bu alet ve edevatı tedarik için de
           çok sayıda insana ihtiyaç vardır. Böylece insanın ihtiyaç duyacağı bütün sanat kollarının yaşatılması
           lazımdır. Toplumun  bir kesiminin sanatlara yönelmesi ve her birinin belli bir sanatla meşgul olması
           gerekir ki bütün ihtiyaçları görülebilsin.”
                                                                                           Ahi Evren (Şeyh Nasireddin Mahmud) “Letaif-i Hikmet”


           Vatan, bütün evlatlarının çalışması ile ve yardımı iIe yaşar ve bundan başka topIumun mekanizma-
           sında faydasız hiçbir parça yoktur. DevIeti idare eden bakanIa vatanın refahına eIinin işi iIe yardım
           eden sanatkâr arasında, yaInız küçük bir fark vardır, o da şudur: Birinin vazifesi, bir diğerininkinden
           daha önemIidir. Fakat her ikisinde de iyi yapıImak şartıyIa ahIaki değer aynıdır.

                                                                                                                         Mustafa Kemal Atatürk (1930)

          Ahi Evren ve Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerini karşılaştırdığınızda geçmişten bugüne insanın toplum-
          daki yerine ve sanata verilmesi gereken öneme dair yorumunuz ne olabilir?







          102
                                                                                       Hazırlayan: Işıl ŞAHİN
   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140