Page 304 - Tarih 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 304

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
                                                                                         TARİH 10
            Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı                    Kavram Öğretimi 98
            5. ÜNİTE     : DÜNYA GÜCÜ OSMANLI (1453-1595)> 5.2. Fetih ve Fatih
            Kavram       : Kayser-i Rum
            Genel Beceriler  : Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
            Alan Becerileri  : Tarihsel Kavrama Becerisi

             Çalışmanın Adı                           ROMA KAYSERİ                                  20 dk.
             Çalışmanın Amacı  Kayser-i Rum kavramının ortaya çıkışı  ve önemini değerlendirebilme.

            Yönerge: Aşağıdaki soruları metinden hareketle  cevaplayınız.

              Kökeni Grekçe ‘kaisar’ olan kelimenin Arapçaya oldukça erken bir dönemde Aramice yoluyla gir-
              diği ileri sürülmektedir. İslamiyet’in ortaya çıkışı sırasında Arapların Bizans imparatoruna ‘kayser’
              dedikleri düşünülse de İslam’ın doğuşundan yüzyıllarca öncesinden beri bu unvanı, Roma ve daha
              çok Bizans imparatorları için kullandıkları bilinmektedir. Roma İmparatorluğu’nda kayser, Julius
              Caesar’dan gelen bir kelime olarak daha sonra ailesinin unvanı şeklinde kullanılmıştır. Bu unvan,
              çeşitli İtalyan prenslerine intikal etmişse de bir süre sonra yalnızca Alman kralı olarak seçilmiş olan-
              lar tarafından kullanılmıştır.
              Cahiliye Devri şairleri, kayser ve kisrâ kelimelerini güç ve servet sembolü olarak kullanmışlardır.
              Hz. Peygamber, Ebû Bekir ve Ömer zamanında yaşayan Bizans İmparatoru Herakleios’tan, “kayser,
              melikü’r-Rûm, azîmü’r-Rûm” şeklinde bahsedilmiştir. Kayser, hadislerde de zikredilmiş ve Buhari,
              Hz. Peygamber’in: “Benim ümmetimden kayserin şehrini (İstanbul) ilk kuşatanlar günahlarından
              affedilecektir.” şeklinde bir hadisini rivayet eder.
              Türklerin Bizans’a karşı elde ettiği askerî başarılar ve Anadolu’nun Türkleşmesiyle kayserlerin hâ-
              kimiyet alanı daralmıştır. Anadolu Selçukluları ve Osmanlıların Bizans’a karşı kazandıkları zaferler
              kayserlerin önemini giderek azaltmış,  Fatih’in İstanbul’u fethiyle birlikte kayserin hâkimiyeti de
              sona ermiştir. Osmanlı padişahları Fatih Sultan Mehmet’ten itibaren, özellikle de XVI. yüzyılda kay-
              ser unvanını benimsemişlerdir.  Osmanlı şairleri, padişahlarını “Rum’un kayseri”, tarihçiler ise “kay-
              ser mülkünün vârisi” olarak yüceltmişler; Kanuni Sultan Süleyman bir namesinde kendini “Rum
              kayseri” diye nitelemiştir. Osmanlılar, Avrupa’da güçlenen yeni devletlerin hükümdarlarının kayser
              unvanını ancak olağan üstü gelişmeler sonucunda tanımışlardır. Avrupa’da Rus çarlarının bu unva-
              nını kalıcı olmak kaydıyla kabul etmek zorunda kalan son devlet 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması
              neticesinde Osmanlı Devleti olmuştur.

                                                                (Işın Demirkent, “Kayser”, TDV İslam Ansiklopedisi, C.25,
                                                     Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2002, s.94-96’dan düzenlenmiştir.)







             1.  “Kayser” ne demektir?

                Tahmini anlam:


                Gerçek anlam:













                                                                                                   181
   299   300   301   302   303   304   305   306   307   308   309