Page 74 - Tarih 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 74
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
TARİH 10
Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı Kavram Öğretimi 39
1. ÜNİTE : YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SELÇUKLU TÜRKİYESİ > 1.4. Anadolu’nun Türkleşmesi
Kavram : Sûfî
Genel Beceriler : Eleştirel Düşünme Becerisi
Alan Becerileri : Tarihsel Kavrama Becerisi
Çalışmanın Adı SÛFÎLER 20 dk.
Çalışmanın Amacı Sûfîlik kavramını ve Türk dünyasına ruh veren sûfîleri tanıyabilme.
Yönerge : Metni inceleyerek aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
HAKK’IN YAKINLIĞINI KAZANMA YOLUNDA GİDENLER:
SÛFÎ VE MUTASAVVIFLAR
Görsel 1 Görsel 2
Tasavvuf yolunda nefis terbiyesini sürdürmekte olanlara mürîd ve mutasavvıf, bu gelişmeyi tamam-
layıp kemâle ermiş olanlara sûfî denilmektedir. Kelimenin kökeni hakkında farklı açıklamalar bu-
lunmakla birlikte mevcut kanıtlar ışığında başta Hz. Peygamber ve ashabı olmak üzere birçok pey-
gamberin tercih ettiği tevazuun (alçakgönüllülüğün) sembolü olan yün elbise giydikleri için “yün”
anlamındaki “sûf” kelimesinden gelmiş olabileceği düşünülmektedir. İlk dönemden itibaren bu yolda
ilerleyen pek çok kişinin yün elbise giydiği bilinmektedir.
Sûfî ile ilgili; “Sûfî yer gibidir, iyi de kötü de üzerine basarak yürür. Bulut gibidir, iyiyi de kötüyü de
gölgelendirir. Yağmur gibidir, ayırım yapmadan her yeri sular.”; “Zâhirine (görünüşüne) özen gös-
teren bir sûfî gördünüz mü? Bilin ki içi haraptır.” “Hiçbir şeyin kendisini bulandırmadığı, her şeyin
kendisiyle duru ve saf hâle geldiği kişidir.” gibi tarifler yapılmıştır.
Bütün tariflerde bir yandan sûfînin sürekli daha iyiye ve güzele sahip olma gayreti içinde bulunma-
sı, yoklukta sabretmesi, varlıkta karşılıksız dağıtması, ayırım yapmadan herkese iyilikte bulunması,
kötülüklere bile iyilikle karşılık vermesi, mal mülk, makam, şöhret gibi dünyevî unsurlara değer
vermemesi gibi insanî ve ahlaki özelliklerine vurgu yapılmıştır. Diğer yandan dış görünüşünden çok
iç dünyasının düzgün olması, nefsini terbiye edip kalbini saflaştırarak Hakk’a ermesi ve O’nun dost-
luğunu kazanması gibi mânevî özellikleri dile getirilmiştir.
Sûfîlik geleneği Türk dünyasında da karşılığını bulmuş, Ahmet Yesevi (1093-1166), Mevlânâ Celâ-
leddîn-î Rûmî (1207 – 1273), Hacı Bektâş-ı Velî (?-1270), Ahî Evran (1171- 1262), Yunus Emre
(1240/41- 1320) ve Hacı Bayrâm-ı Velî (1339/40 - 1432) gibi sufiler, açtıkları tekke ve zaviyeler ile
farklı zaman dilimlerinde geniş halk kitleleri üzerinde etkili olmuşlardır.
https://islamansiklopedisi.org.tr/sûfî ve Türk dünyasından sûfîler (Kaynaktan derlenmiştir.)
71