Page 46 - TARİH 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 46

21
                                                                                         TARİH 11

            4. ÜNİTE     : DEVRİMLER ÇAĞINDA DEĞİŞEN DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ >4.4. Osmanlı Devleti’nde Demokratikleşme Hareketleri
            Kavram       : Kanun-i Esasi
            Genel Beceriler  : Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
            Alan Becerileri  : Tarihsel Kavrama Becerisi


             Çalışmanın Adı                        FERMAN ANAYASASI                                 20 dk.
             Çalışmanın Amacı  Kanun-i Esasi’nin Osmanlı demokratikleşme sürecindeki yerini kavrayabilme.

            Yönerge: Görsellerden ve metinden hareketle soruları cevaplayınız.



                                               FERMAN ANAYASASI

                                                      Kanun-i  Esasi,  temel  kanun  ya  da  anayasa  anlamına
                                                      gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk ve son ana-
                                                      yasasıdır.  23 Aralık  1876’da  II. Abdülhamid  tarafından
                                                      ilan edilmiş yine II. Abdülhamid Dönemi’nde 1878’te as-
                                                      kıya alınmış 1908’de tekrar yürürlüğe konulmuş bir fer-
                                                      man anayasasıdır.
                                                      Güçlü  bir  imparatorluk  iken  zamanla  her  alanda  diğer
                                                      devletlerin gerisinde kalındığının fark edilmesiyle devle-
                                                      tin  idarî  kademesinde  değişime  gidilmesi  gerektiği  an-
                                                      laşılmıştır.  Devletin  içinde  bulunduğu  bu  duruma  çare
                                                      olması amacıyla ıslahatlar yapılarak idarî, askerî, malî
                                                      ve  sosyal  alanlarda  değişim  ve  dönüşüm  yaşanmıştır.
                                                      Özellikle  XVIII.  ve  XIX.  yüzyıllarda  modern  eğitim  ku-
                                                      rumlarında ve yabancı ülkelerde eğitim gören aydın bir
                                                      kesim yetişmiş ve bürokratlardan oluşan bu kesim çö-
                                                      züm  yolunu  anayasalı  meşruti  sisteme  geçmekte  gör-
                                                      müştür. Modernleşme ve devleti dönüştürme fikri yazılı
                                                      bir anayasanın yapılmasında ve temsilî niteliğe sahip bir
                                                      meclisin  kurulmasında  etkili  olmuştur.  Osmanlı  Devle-
                                                      ti’nde bu doğrultuda 1876 yılında modern anlamda yazı-
                                                      lı bir anayasa olan Kanun-i Esasi yürürlüğe konmuş ve
              Görsel 1: Kanun-i Esasi                 parlamentolu bir yönetim sistemine geçilmiştir. Kanun-i
              Esasi, halkın temsilcilerinden oluşan kurucu bir meclis tarafından değil padişahın iradesiyle meydana
              getirilmiş bir kurul tarafından hazırlandığından ferman niteliği taşıyan bir anayasa özelliği göstermek-
              tedir. Anayasada bağımsız bir yasama organından ziyade padişahın iradesine bağlı bir yasama öngö-
              rülmektedir. Yürütme yetkisinin kullanılması bakımından da her türlü kararın alınabilmesi için padişahın
              onayı  aranmaktadır.  Buna  karşılık  yasama  organının  yürütme  üzerindeki  denetim  araçları  oldukça
              sınırlı ve işlevsiz kalmaktadır. Ayrıca yasama yetkisi Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan’a ait olmakla
              birlikte  padişahın  yasamanın  her  safhasında  etkili  olduğu  görülmektedir. Temsilî  ve  seçilmiş  organ
              niteliğindeki Meclis-i Mebusan’ın yasama yetkileri oldukça kısıtlanmıştır. Her durumda padişah hem
              yürütmenin hem de yasamanın üstünde bir güç olarak düzenlenmiştir. Padişaha birçok yetki verilmiş
              olmasına karşın padişahın kutsal ve sorumsuz olduğu kabul edilmiştir.
              Osmanlı Devleti’ndeki anayasacılık ve demokrasi hareketlerinin itici gücünü aydın bir kesim oluştur-
              muştur. Batıdaki burjuvazi, siyasi iktidarı sınırlandırmak amacıyla anayasacılık hareketini desteklerken
              Osmanlı’nın aydın bürokrasisi devleti çöküşten kurtarmak amacıyla harekete geçmiştir. Dolayısıyla
              anayasacılığın Osmanlı topraklarındaki seyri toplumsal ve kültürel gerçeklikler uyarınca farklılık arz et-
              miştir. Osmanlı toplumundaki sınıfsız yapı ve imparatorluk kültürü anayasacılık hareketlerinin devletin
              sınırlandırılması ve temel hakların güvence altına alınması amacını taşımaktan ziyade devletçilik ideali
              ve devleti yeniden inşa etmek amacını taşımıştır. Toplumun genelinde bu denli önemli bir değişimi ka-
              bullenerek uygulayacak siyasi bilinç düzeyinin olmayışı meşruti rejimin başarılı sonuçlar üretmesinde
              önemli bir engel olmuştur.




                                                                                                    43
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51