Page 22 - Mantık | 3.Ünite
P. 22

Aynı  dili  kullanmalarına  rağmen  iki  kişinin  anlaşamamasının  nedenleri;  dilsel  alışkanlıklar,  dilin
          etkilemek amacıyla kullanılmak istenmesi  ve anlam konusuna dair yaklaşım farklılıklarıdır.




         ÖĞRENELİM - UYGULAYALIM



               İki arkadaş Ali ile Mehmet, sisli bir eylül sabahı erkenden kır gezisine çıkıyorlar. Yolda, bir aralık Ali
         uzaktan bir hayvanın kendilerine doğru geldiğini   görüyor ve gelen hayvanın bir kurt olduğunu sanarak
         arkadaşına:
                      –  Bir  kurt  bize  doğru  geliyor,  deyip    korkuyla  tüfeğine
         davranıyor. Bunun üzerine Mehmet, hayvanın bir kurt değil, sadece
         bir  köpek  olduğunu  söyleyerek  telâşa  yer  olmadığını  anlatmaya
         çalışıyor. Ancak,  hayvan    koşarak  üzerlerine  doğru  gelince Ali,
         korkusundan, ateş edip hayvanı vuruyor. Ölen hayvanın gerçekten
         de kurt olup olmadığını anlamak için yanına yaklaştıklarında  Ali ile
         Mehmet arasında şöyle bir konuşma geçtiğini düşünelim:
                     Ali – İyi ki atik davrandım. Gördün mü bak, gerçekten de
             kurtmuş!                                                               Görsel :3. 17
                 Mehmet – Ne kurdu, birader, basbayağı köpek işte! Sen ömründe hiç kurt köpeği görmedin mi yoksa?
              Böyle bir tartışmanın sözel olduğu apaçıktır  çünkü Ali de Mehmet de önlerinde yatan hayvanın görünen
         bütün  niteliklerini aynı şekilde görmek imkânına sahipler; yani mesafenin uzaklığından ötürü, tartışanlardan
         birinin  olgusal bir yanılmaya düşmesi söz konusu değil. Ancak, bundan ötürü ilk tartışmanın sözel olması
         gerekmez. Çünkü Ali, hayvanı uzaktan ilk gördüğü zaman; mesafenin büyük, havanın sisli veya kendisinin
         gözlerinin zayıf olması gibi çeşitli nedenlerden ötürü, gördüğü hayvanın, gerçekte bir köpek olduğu hâlde,
         kurt sanmış olabilirdi. Ancak öyle olsaydı, ölü hayvana yaklaştığında yanıldığını kabul etmesi gerekirdi. Oysa
         Ali bunu kabul etmiyor; tam tersine, yani başlarında duran hayvanın kurt olduğu iddiasında ısrar ediyor.
                – Şimdi,  Ali ile Mehmet tartışadursun, o sırada bir üçüncü kişinin, Ahmet'in kendilerine uzaktan;
                – Buralarda bir kurt köpeği gördünüz mü, diye seslendiğini düşünelim.
                Bu durumda Mehmet’in tepkisinin ne olacağını önceden kestirmek kolay.
                – Mehmet hiç şüphesiz Ali'ye,
               Gördün mü bak? Boş yere köpeği öldürdün, diyecektir. Yalnız, bu yeni durumda bile Ali'nin tepkisinin ne
         olacağını kestirmek o kadar kolay değil. Mehmet'in iddiasını destekleyen bu yeni belge karşısında  Ali şunları
         söyleyebilir:
                O kadar kurda benziyordu ki gerçek bir kurt sandım. Keşke üzerimize gelirken havlasaydı. Ne bileyim
         kurt olmadığını. Yoksa vurur muydum.
                Bu durumda da Ali hayvanı havlamamış olmasından ötürü kurt sandığını itiraf ettiğine göre tartışmaya
         olgusal bir yanılmanın yol açtığını söyleyebiliriz. Ancak Ali'nin böyle bir yanılmayı gene de kabul etmeyip ilk
         iddiasında ısrar etmesi mümkündür. O zaman Ali, şuna benzer bir şeyler söyleyebilir:
                 – Kim ne derse desin, benim bildiğim bu bir kurttur! Bugünlerde aslanla, kaplanla, kurtla dolaşmak moda
         oldu zaten!
                 İşte Ahmet’in  ortaya  koyduğu  yeni  belgeye  rağmen Ali'nın  kendi  iddiasında  ısrar  etmesi  hâlinde
         sonuçlandırılamaz bir sözel tartışma  karşısındayız demektir.
                                              ( H. Batuhan, T. Grünberg, S. Eyüboğlu, Modern Mantık, s. 75-76.düzenlenmiştir.)





                                                           100
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27