Page 19 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 7.Ünite
P. 19
SÖYLEV
• Virgül
a) Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
.......................................................................................................................................
.......................................................................................................................................
.......................................................................................................................................
b) Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur.
.......................................................................................................................................
.......................................................................................................................................
.......................................................................................................................................
3. Aşağıda verilen parçada yazımı yanlış olan kelimeleri bulunuz. Bulduğunuz kelimelerin altını
çiziniz.
Anadolu’nun sessizlikde, ıssızlıkda, kimsesizlikde, cansızlıkda, eşi olmıyan bir yerini bulup orada
bir dükkân açmak istiyorum. Issızlıkların arasından bir ormandan geçer gibi geçerek en koyu hiç-
liğin ve en dibsiz yokluğun yuva kurduğu noktayı arıyorum. Nihayet her hangi bir tarafda, mesela
Kop dağının tepesinde, üzerinden insan değil, kuş değil, bulut bile geçmiyen, üzerinde ağaç değil,
çalı değil, ot değil, yosun bile bitmiyen, bir kayalık görüyorum. Dükkânımı hemen oracıkda mas
mavi gökle kap kara yer arasında düşünüyorum. Bu dükkânda ne satacağımı biliyormusunuz? Bi-
raz ilerde sayısı onbeşi bulan bir topluluk görüyorum. Topluluğa doğru yürürken zihinimden ge-
çenler birbir sıralanıyor.
BİLGİNİZ OLSUN
Aşağıda Afet İnan’ın Atatürk’ten, Gençliğe Hitabe’yi ilk duyduğu zamanki izlenimlerini oku-
yacaksınız.
Yaz aylarının sıcak bir gününün gecesi, Atatürk’ün çevresinde daha kalabalık bir aydınlar top-
luluğu vardı. O, arkadaşlarına adeta bir sürpriz hazırlamanın sevinci içinde “Oturunuz ve din-
leyiniz” dedi. Nutuk’un sonuna koyacağı satırları yüksek sesle okumaya başladı. Dinleyicilerin
nefes dahi almadıklarını sanıyorum. Çünkü ben kendimi öyle hissediyor ve milli bir heyecanın
etkisinde yaşıyordum. Bütün Milli Mücadelenin tarihi olan Nutuk, bu satırlarla son bulacaktı.
Atatürk bu metni okuyup bitirdiği zaman, derin bir nefes almış, fakat iki damla gözyaşını da biz-
lerden saklamamıştı.
Bu “Gençliğe Hitabe” okunduğu akşam artık tarih olmuş olaylar konuşma konusu değildi. Ata-
türk coşmuş konuşuyor ve başkalarına, öteki akşamlarda olduğu gibi, konuşma fırsatı vermiyor-
du. O, Türkiye Cumhuriyetinin geleceği üzerinde duruyordu. “Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fa-
kat geleceği Cumhuriyete inananlarla onu koruyanlara ve yaşatacaklara emanet etmek gerekir”
diyordu.
“Gençliğe Hitabe” yazısını ilk dinleyenlere övmek fırsatını dahi verdiğini hatırlamıyorum. Sa-
dece O’nun sözleri hâlâ bugün dahi kulaklarımda akisler yapmaktadır:
“Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına
onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulamaya geçtiği vakit ‘Türk milleti yükselecek’tir.” diye
telkinlerde bulundu.
Afet İnan, Türk Dili Dergisi Söylev Özel Sayısı
277