Page 104 - Değerler Eğitimi
P. 104
11 DÜRÜSTLÜK ABİDESİ DÜRÜSTLÜK
Sınıf İçi Etkinlik MEHMET ÂKİF
a) Mehmet Âkif Ersoy’un hayatı incelendiğinde onun hangi değerlere sahip olduğu
söylenebilir? Düşüncelerinizi gerekçeleriyle ifade ediniz.
2. Aşağıda verilen örnek olayları okuyunuz. Öğrencilerden soruları örnek olaylardan hareketle
cevaplamalarını isteyiniz.
ÖRNEK OLAY-1 ÖRNEK OLAY-2
Âkif, ölüm dışında hiçbir Söz verme hadisesi,
mazereti kabul etmeyen onda samimiyetin en
ve her ne pahasına üst noktasındadır.
olursa olsun verdiği Boş yere konuşmaz,
sözün arkasında duran konuşunca da
bir karakter abidesidir. söylediklerinin sonuna
Görsel 2 Görsel 3
“Meşrutiyetin ilk kadar arkasında durur.
seneleri, bir cuma, adam boyu kar yağdı. O gün Onun için verilen sözlerin yapılmamasının tek
Âkif’in hazzetmediği şeyler işlemedi: araba, mazereti olabilir: Ölüm.
tramvay, şimendifer ve vapur… Çapa’daki “Baytar mektebindeyken, sınıf arkadaşı Hasan
bizim eve o gün sütçü, ekmekçi gibi adamlar Efendi ile Âkif o kadar dosttu ki ileride çoluk
bile gelmediler. Öğle yemeğinden sonra biz çocuk sahibi olurlarsa ölenin çocuklarına
hâlâ ekmekçiyi beklerken nihayet kapı çalındı kalanın bakacağına dair birbirlerine söz
fakat… Âkif Bey gelmişti! Bıyığının yarısı vermişlerdir. (Aradan uzun bir zaman geçmiş
donmuştu. Şaşırdım. Nasıl geldiğine hayret ve Hasan Efendi ölmüştür. Âkif’in maddi
ettim: ‘Beylerbeyi’nden nasılsa Beşiktaş’a bir olarak çok sıkıntılı olduğu bir zamanda, beş
vapur işlemişti’. ‘Bu kadar mı?’ dedim. Tabiî ki çocuğuna üç çocuk daha eklenmiştir...)
bu kadardı. Ve tabiî ki Beşiktaş’tan Çapa’ya Bundan sonrasını Mithat Cemal şöyle anlatır.
işleyen bir şey yoktu ancak bunu sormaya Fakat her seferinde sekiz çocukla sofada aynı
da lüzum yoktu çünkü Beşiktaş’tan Çapa’ya kıyamet kopuyordu. Âkif de buna katlanıyordu:
bu havada insanlar yürüyerek de gelirlerdi. Bu üç çocuğun gelişi, Âkif’in çocuklarına da
Bu karda, tipide yaya yürünen mesafeye ben fazla hürriyet vermişti.
şaştıkça Âkif de benim hayretime şaşıyordu:
Bir cuma, sofada, çocuklardan birinin
- Gelmemem için kar, tipi kâfi değil, vefat yanağını, hıncımdan çimdikler gibi sıkarak
etmem lâzımdı. Çünkü geleceğim diye söz Âkif’e sordum:
vermiştim.
- Kim bu yavrular?
İnsanların birbirlerine verdikleri sözün bu
kadar korkunç bir şey olması o gün beni - Misafir çocukları değil, benim çocuklarım!
ürküttü. dedi.
- Âkif, dedim; sen eğer verilen sözün Üç beş haftada üç çocuğu nasıl olurdu?
mânâsını bu türlü anlıyorsan bana izin ver de - Hasan Efendi öldü de...”
ben bu türlü anlamayayım. Benim verdiğim
sözün şiddetli bir lodosa bile tahammülü Muharrem Dayanç, Hatıralar Işığında Mehmet Âkif Ersoy’un Karakteri Şiir,
yoktur! Türklerde Milletçe Bir Tutkudur
- Ben böyleyim! dedi.
- Ben de böyleyim! dedim.
Muharrem Dayanç, Hatıralar Işığında Mehmet Âkif Ersoy’un Karakteri Şiir,
Türklerde Milletçe Bir Tutkudur
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü 103