Page 119 - ESTETİK 11
P. 119

ması ile yapılan resim.   öznel          : Nesnelerin gerçeği yerine
                  multimedya     : Çoklu ortam. Ses, video,               öznenin düşünce ve duygu-
                                 animasyon veya grafiklerin               larına dayanan.
                                 aynı anda kullanılarak görsel
                                 bir sunum hâline getirilme-  P
                                 sidir.                    pandomim       : Düşünce ve duyguları müzik
                                                                          veya türlü eşyalar eşliğinde
                  N                                                       bazen dansla, bazen de gövde
                  natürmort      : Hareketsiz ve ölüdoğa var-             ve yüz hareketleriyle yansıt-
                                 lıklarını konu edinen resim.             mayı amaçlayan oyun, sözsüz
                  nesne          :  1.  Kendisine  yönelinen;             oyun.
                                 düşünülen, tasarlanan şey. 2.   pixel    : Dijital görüntüyü oluşturan
                                 Bilinçten bağımsız olan gerçek           en küçük birim, resim elemanı.
                                 (reel) varlık, dış dünyanın bir   popüler   :  Halkın  arasında  yaşayan
                                 parçası olarak bilincin karşı-           motiflere, ögelere yer veren,
                                 sında duran şey.                         onlardan yararlanan, halkın
                  nitelik        : Bir şeyin nasıl olduğunu be-           zevkine uygun, halk tarafından
                                 lirten, onu başka şeylerden              tutulan.
                                 ayıran özellik, vasıf, keyfiyet.  portre   : İnsan başını konu edinen
                                                                          resim veya heykel.
                                                           postmodernizm : Modernist arayışın canlı-

                  O                                                       lığını kaybetmesinden sonra
                                                                          XX. yüzyılın ikinci yarısında
                  obje           : Nesne.                                 ortaya çıkan çeşitli üslup ve
                  olgu           : Birtakım olayların dayandığı           yönelişlerin adı.
                                 sebep veya bu sebeplerin yol   psikoloji   : İnsan ve hayvan davranış-
                                 açtığı sonuç, vakıa.                     larını inceleyen bilim dalı.
                  ontoloji       : Varlık bilimi. Konu olarak
                                 eski Yunan felsefesinden beri   R
                                 ele alınan ve Aristoteles’in
                                 ilk felsefe, adını verdiği, var   realizm   : Gerçekçilik. Dünyayı oldu-
                                 olanların özü üzerine bilim.             ğu gibi betimlemeyi savunan
                  optik          : 1. Görme ile ilgili olan. 2.           sanat akımı.
                                 Fizik biliminin ışık olaylarını   ritim   : Bir kompozisyonda farklı
                                 inceleyen kolu.                          ögelerin sıra ile ve belli ara-
                                                                          lıklarla birbirlerini izlemesi.
                                                           romantizm      : XVIII. yüzyıl sonunda başla-
                  Ö                                                       yan, duygu, coşku ve sembole
                  öz             : Varlığın aslını kuran şey,             aşırı yer veren sanat akımı.
                                 temel özellik. Kalıcı, değişmez   rölyef   : Kabartma.
                                 olan, gelip geçici olmayan,
                                 her zaman var olmakta olan   ruh         : Bedeni etkin kılan canlılık
                                 varlık.                                  ilkesi, bedenin yaşama gücü,
                  özdeşleyim     : İçten duyma. Kendi duygu-              yaşama soluğu.
                                 larını nesnelere aktarma, ken-
                                 dini bir başkasının tasarımlar   S
                                 dünyasının içine yerleştirme,   salt     : Yalnızca.
                                 kendini başka bir varlığın ör-  sanatçı   : Güzel sanatların herhangi
                                 neğin bir manzaranın ya da               bir dalında yaratıcılığı olan,
                                 sanat yapıtının içinde duyma.            eser veren kimse, sanat adamı,
                  özdeşlik       : Aynılık.                               sanat eri, sanatkâr.
                  özgü           : Birine, bir şeye ait olan.  seramik    : Yüksek ısıda pişirilmiş top-
                  özne           : Bilen, bilmeye yönelen, ama            raktan yapılan vazo, çanak,
                                 kendisi bilgi nesnesi olmayan            çömlek vb. nesne.
                                 varlık.                   simetri        : Karşılıklı iki kısmın uygunluk





                                                                                                  117
   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123