Page 47 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 47
TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR VE ANADOLU SANATI
Kazılarda taş veya kerpiç temellere veya duvarlara rastlanmaması yapıların ahşaptan inşa edildiğini
kanıtlamaktadır. Yapıların avlularında büyük fırınlara, yerleşmenin ortak malı olduğu düşünülen atölye
tipi kare planlı yapılar içinde bunlardan daha büyük fırınlara rastlanmıştır. İkiztepelilerin yaşamlarını
tarımdan ziyade avcılık, hayvancılık ve balıkçılıkla sürdürdükleri, kazılarda ele geçen av ve besi
hayvanları kemikleriyle kılçıklardan anlaşılmaktadır. Hayvanlardan elde ettiklerini değerlendirdikleri;
çok sayıda ele geçen boynuzdan yapılmış sap delikli balta, çekiç, tokmak ve delicilerle kemik
delicilerden anlaşılmaktadır. İnsanların dokumacılıkta çok ileri gittikleri, metal eserler üzerinde
parçaları kalan günümüze kadar gelmiş ve çok iyi dokunmuş kumaş örneklerinden görülmektedir.
İkiztepe’deki kazılarda tamamı tunçtan yapılmış çok sayıda kadın figürü bulunmuştur. Bunlar, genellikle
ayakta duran ve dua eden şekillerdedir. Kazılarda İkiztepe Höyüğü’nde topraktan yapılmış kaplar,
çeşitli süs eşyaları, silahların yanı sıra üzerinde ameliyat izleri bulunan kafatasları bulunmuştur.
C) Kültepe
Kayseri-Sivas kara yolu üzerinde bulunan Kültepe, yüksekliği 22 m, çapı 50 m’yi bulan bir höyük tepe
ile onun etrafını çeviren ve karum adı verilen pazar alanlarından ibaret bir şehirdir. Karum, Anadolu’ya
ticaret maksadıyla gelen Asurlu tüccarlar tarafından iskân edilmiştir. Höyük ve karum alanında açığa
çıkarılan büyük dinsel ve resmî yapılar, evler, dükkânlar ve atölyelere ait mimari kalıntılar günümüzde
açık hava müzesi olarak sergilenmektedir.
Kültepe, Anadolu’daki ilk yazılı tabletleri barındırması ve dünyanın ilk organize ticaret merkezi olmasıyla
ön plana çıkmaktadır. Asur çivi yazısı ile yazılan bu tabletlerde dönemin siyasi ve hukuki ilişkilerini
gösteren mektuplar, senetler, mühürler ve anlaşma metinleri vardır. Eski dünyanın ünlü ticaret
merkezi Karum Kaniş’te dört yerleşim katmanı tespit edilmiştir. Burada eski Asur dilinde yazılmış
çivi yazılı tabletler, Anadolu ile Asur arasında sürdürülen ticaret, borç alıp-verme, faiz, evlenme-
boşanma, veraset, esir ticareti, mahkeme kararları ve yerli beylerle yapılan yazışmalar hakkında da
canlı bilgiler vermektedir. Yine bu katmanlarda bir saray ve birbirinden taş döşeli sokaklarla ayrılan
büyük mahalleler, evler, arşivler, atölyeler, depolar, dükkânlar gün ışığına çıkarılmıştır. Şehirde iki katlı
evlerin çoğunda oturma odaları, arşiv, kiler ve depolar tespit edilmiştir.
Hititler Dönemi’nde Kültepe, sanat açısından da büyük gelişme kaydetmiştir. Hitit seramik ve maden
sanatı, Kültepe’de hem teknik açıdan hem de şekil açısından en yüksek noktaya erişmiştir (Görsel
2.40 ve 2.41). Seramiğin bir bölümü günlük işlerde kullanılmaya uygun değildir. Kültepe ustaları;
topraktan, hayvan şeklinde içecek kapları yapmakta yetenekliydi. Ayakta duran, yatan, diz çökmüş
durumda tasvir edilmiş hayvan şeklindeki bu içecek kaplarının yanında hayvan başı şeklinde olanlar da
vardır. Bu hayvan biçimli kaplar, kıymetli madenlerden yapılmış olanların taklididir. En çok rastlanan
ritonlar (Hayvan başı ya da gövdesi biçiminde yapılmış içecek kabı); aslan, boğa, antilop, kartal biçimli
olanlardır. Ayrıca içine tablet konulan, pişmiş topraktan, mühür baskılı binlerce zarf bulunmuştur.
Görsel 2.40: Sunu kapları, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Görsel 2.41: Süs eşyaları, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara
45