Page 56 - ÇOK SESLİ KORO 10
P. 56
4. ÜNİTE
4. ÜNİTE KORO MÜZİĞİNDE DÖNEMLER
4.1. Orta Çağ
HAZIRLIK ÇALIŞMASI
1. Orta Çağ’ın genel özellikleri hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Karanlık Çağ olarak da adlandırılan Orta Çağ, Antik Çağ ile Rönesans Dönemi arasındaki süreci kapsayan ve 4. yüzyıl-
dan 15. yüzyıla kadar sürdüğü kabul edilen dönemdir. Kilisenin baskıcı ve gelişime karşı tutumundan dolayı keşiflerin, bu-
luşların, yeniliklerin yapılamadığı bir dönem olarak da bilinir. Orta Çağ’ın en belirgin özelliklerinden biri, kutsal ortamların
oluşturulduğu ve insanların yalnızca ölüm sonrası için güdümlendiği bir dönem olmasıdır.
4.1.1. Orta Çağ Müziği
Orta Çağ’da diğer alanlarda olduğu gibi müzikte de sınırlayıcı bir tutum
sergilenmiştir. Çalgı müziği, Orta Çağ’ın ilk zamanlarında Hristiyan Katolik kili-
seleri tarafından yasaklanmıştır. Çünkü çalgı müziğinin İlk Çağ’a ait putperest-
liği ve dünyevi keyifleri çağrıştırdığı düşünülmüştür. Bu dönemde en kutsal
çalgının insan sesi olduğu inancı yaygın olarak kabul edilmiştir.
Kiliseye göre müzik; tek sesli, kutsal, Tanrı’ya adanmış, duaları kolay ez-
berlemeye yarayan ve ayinler için ruhani ortam oluşturan bir araçtır. Bu ne-
denle Orta Çağ’da müziğe yalnızca kilisenin istediği ölçülerde kullanım izni
verilmiştir. Müziğe dair yazıtlar ve belgeler yok edilmiş, müzik sanatı tek sesli
ilahiler ve kilise korolarından ibaret olarak dar bir çerçevede varlığını sürdür- Görsel 4.1: Gregoryan ezgi örneği
müştür.
Yaşamın kendisinden ziyade ölümden sonraki hayatı konu alan “Gregor-
yan ezgiler” (Görsel 4.1) Orta Çağ karakteristiğini taşıyan en belirgin müzik
türü olmuştur. “Neuma” adlı serbest yazım tekniğiyle yazılan (Görsel 4.2) ve
sakinliği, sadeliği, huzuru işaret eden Gregoryan ezgilerin özellikleri şunlardır:
• Tek sesli olmaları
• Tek bir melodi çizgisi ekseninde hareket etmeleri
• Eşliksiz ve ölçüsüz müziklerden oluşmaları
• Sözlere dikkat çekmeyi amaçlayan ezgilerden oluşmaları Görsel 4.2: Neuma örneği
• Sözlerinin Latince olması
• Yalnızca erkek koroları için yazılmış olmaları
• Majör ya da minör tonlar yerine makamsal yapıda olmaları
Asırlar boyunca gelişerek bugünkü şeklini alan nota yazımının temeli Orta
Çağ’a dayanmaktadır. Orta Çağ’da nota yazımını ilk kez kullananlardan biri
olan İtalyan Rahip Guido d’Arezzo (Guido Darezo), kilise korosundaki öğrenci-
lerine duaları kolay öğretebilmek için bir nota yazım tekniği geliştirmiştir. Bu
nota yazım tekniğine göre öğrencilerine her yeni sesin bir önceki sesten daha
yüksek (tiz) başladığı bir halk ezgisi öğretmiştir. Öğrettiği halk ezgisinin sözle-
rini Latince olarak dinî içerikli bir yazıya çevirdikten sonra dua özelliğindeki bu
yazının ilk hecelerini parmaklarındaki girinti ve çıkıntılara yazmıştır. Böylece
bir gamdaki sekiz notayı ve bu notaların isimlerini öğretme tekniğini müzik
yazısına kazandırmıştır. Müzik tarihinde bu yöntem “Guido’nun Eli” olarak
adlandırılmıştır (Görsel 4.3). Görsel 4.3: Guido’nun Eli
54 ÇOK SESLİ KORO 10