Page 51 - ÇOK SESLİ KORO 10
P. 51

3. ÜNİTE



               Türkçenin fonetik yapısı şarkı söylemeye uygunluğu bakımından değerlendirildiğinde fonemlerin boğumlamaları, tını
            çeşitliliği, anlaşılırlığı ve doğuşkanları bakımından işlevsel bir niteliktedir. Şarkı dilini geliştirip dil çabukluğu kazanmak
            için yapılması gereken en verimli egzersiz çalışmalarından biri, tekerleme söylemektir. Tekerleme çalışmalarına -bilinenin
            aksine- çok hızlı tempoda başlamak doğru değildir. Tekerleme söylemeye önce yavaş tempoda başlanmalı, söyleyiş hızı
            kademe kademe artırılarak devam edilmelidir. Tekerlemelerin vurgu ve tonlamasına dikkat edilip doğru boğumlama yap-
            maya özen gösterilmelidir.


                      ARAŞTIR-PAYLAŞ


                 Diksiyonun hangi meslek grupları için önemli olduğunu araştırınız. Araştırmanız sonucunda edindiğiniz bilgileri
              sınıf ortamında paylaşınız.





                      16. ETKİNLİK

                 Aşağıda yer alan tekerlemeleri vurgu ve tonlamasına dikkat ederek yavaş tempodan hızlı tempoya doğru net ve
              anlaşılır bir şekilde okuyunuz.


                Adana’dan Antalya’ya Arap atıyla apar topar aparılan Abdullah, akşamüstü apar topar aniden ayrıldı.
                Al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür. Takatukacı takatukaları “Takatukalamam.” derse takatu-
                kaları takatukacıdan takatukalatmadan al getir.
                Baldıran dalları ballandırılmalı mı, ballandırılmamalı mı? Sonra o bala daldırılan baldıran dalları dallandırılmalı
                mı, ballı dalla dallandırılmamalı mı?
                Bir tarlaya kemeken ekmişler. İki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. Biri erkek, kürkü yırtık kel kör kirpi; öteki dişi,
                kürkü yırtık kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürkünü kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık
                kürküne, kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürkünü kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin kürküne eklemişler.
                Dört deryanın deresini dört dergâhın derbendine devrederlerse dört deryadan dört dert, dört dergâhtan dört
                dev çıkar.

                Eller bazlamalandı da biz bazlamalanamadık.
                Fermanlı fabrikatör farmason Fuat; filden, fiilden, fısıltıdan, fosilden, flütten, filitten, fötrden fellik fellik kaçar.
                Kırk kantar, kırkar kırkar, kantar tartar.

                Langır lungur laflamadan leblebiye laf ebeliği, lüpçülüğü lüplemeden Leyla’dan Lale’yi sorun.
                Marmara’daki Karmarişli mermerciler mermerciliği meslek edinmişler ama Mamak’taki mamacılar manyetizma-
                cılık lamarmelatçılığı meslek edinememişler.
                Ortaköy’den Okmeydanı’na Orhanelili Orhan ile Osmancıklı Osman otomobil ile gittiler.

                Sazsız sözsüz, sarsıntısız bir yaz meşesi için işsiz, sessiz, serseri bir Sivrihisarlı isteyişimizin sızısını size serzeniş-
                lerle anlatamam ki...
                Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada boş su şişesi.
                Taşlı tarladaki terasta talaşlar tutuşunca başlayan telaş, talaşların tamamıyla ve büsbütün tutuşmasıyla artmış.
                Tutuşan talaşları görüp tellaklar telaş ettikçe talaşlar tutuşmuş, talaşlar tutuştukça tellaklar telaş etmiş ve tera-
                sın tırabzanına tutunmuş bakan Trabzonlu teşrifatçı titiz Tahsin Tevfik, talaşlar tutuştukça telaş eden tellaklara
                “Boşuna telaş ediyorsunuz.” demiş.
                Zerzevatçının sepetini sıska, sülük, tatsız, tuzsuz, sert sırtlı biri zikzaklar çizen tazı gibi taşıyordu.






                                                                                               DİL VE KONUŞMA  49
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56