Page 50 - ÇOK SESLİ KORO | 10
P. 50
3. ÜNİTE
Türkçenin foneti k yapısı şarkı söylemeye uygunluğu bakımından değerlendirildiğinde fonemlerin boğumlamaları, tı nı
çeşitliliği, anlaşılırlığı ve doğuşkanları bakımından işlevsel bir niteliktedir. Şarkı dilini gelişti rip dil çabukluğu kazanmak
için yapılması gereken en verimli egzersiz çalışmalarından biri, tekerleme söylemekti r. Tekerleme çalışmalarına -bilinenin
aksine- çok hızlı tempoda başlamak doğru değildir. Tekerleme söylemeye önce yavaş tempoda başlanmalı, söyleyiş hızı
kademe kademe artı rılarak devam edilmelidir. Tekerlemelerin vurgu ve tonlamasına dikkat edilip doğru boğumlama yap-
maya özen gösterilmelidir.
ARAŞTIR-PAYLAŞ
Diksiyonun hangi meslek grupları için önemli olduğunu araştı rınız. Araştı rmanız sonucunda edindiğiniz bilgileri
sınıf ortamında paylaşınız.
16. ETKİNLİK
Aşağıda yer alan tekerlemeleri vurgu ve tonlamasına dikkat ederek yavaş tempodan hızlı tempoya doğru net ve
anlaşılır bir şekilde okuyunuz.
Adana’dan Antalya’ya Arap atı yla apar topar aparılan Abdullah, akşamüstü apar topar aniden ayrıldı.
Al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür. Takatukacı takatukaları “Takatukalamam.” derse takatu-
kaları takatukacıdan takatukalatmadan al geti r.
Baldıran dalları ballandırılmalı mı, ballandırılmamalı mı? Sonra o bala daldırılan baldıran dalları dallandırılmalı
mı, ballı dalla dallandırılmamalı mı?
Bir tarlaya kemeken ekmişler. İki kürkü yırtı k kel kör kirpi dadanmış. Biri erkek, kürkü yırtı k kel kör kirpi; öteki dişi,
kürkü yırtı k kel kör kirpi. Kürkü yırtı k erkek kel kör kirpinin yırtı k kürkünü kürkü yırtı k dişi kel kör kirpinin yırtı k
kürküne, kürkü yırtı k dişi kel kör kirpinin yırtı k kürkünü kürkü yırtı k erkek kel kör kirpinin kürküne eklemişler.
Dört deryanın deresini dört dergâhın derbendine devrederlerse dört deryadan dört dert, dört dergâhtan dört
dev çıkar.
Eller bazlamalandı da biz bazlamalanamadık.
Fermanlı fabrikatör farmason Fuat; fi lden, fi ilden, fı sıltı dan, fosilden, fl ütt en, fi litt en, fötrden fellik fellik kaçar.
Kırk kantar, kırkar kırkar, kantar tartar.
Langır lungur lafl amadan leblebiye laf ebeliği, lüpçülüğü lüplemeden Leyla’dan Lale’yi sorun.
Marmara’daki Karmarişli mermerciler mermerciliği meslek edinmişler ama Mamak’taki mamacılar manyeti zma-
cılık lamarmelatçılığı meslek edinememişler.
Ortaköy’den Okmeydanı’na Orhanelili Orhan ile Osmancıklı Osman otomobil ile gitti ler.
Sazsız sözsüz, sarsıntı sız bir yaz meşesi için işsiz, sessiz, serseri bir Sivrihisarlı isteyişimizin sızısını size serzeniş-
lerle anlatamam ki...
Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada boş su şişesi.
Taşlı tarladaki terasta talaşlar tutuşunca başlayan telaş, talaşların tamamıyla ve büsbütün tutuşmasıyla artmış.
Tutuşan talaşları görüp tellaklar telaş etti kçe talaşlar tutuşmuş, talaşlar tutuştukça tellaklar telaş etmiş ve tera-
sın tı rabzanına tutunmuş bakan Trabzonlu teşrifatçı ti ti z Tahsin Tevfi k, talaşlar tutuştukça telaş eden tellaklara
“Boşuna telaş ediyorsunuz.” demiş.
Zerzevatçının sepeti ni sıska, sülük, tatsız, tuzsuz, sert sırtlı biri zikzaklar çizen tazı gibi taşıyordu.
DİL VE KONUŞMA 49

