Page 87 - MÜZİK KÜLTÜRÜ
P. 87
TÜRK MÜZİK KÜLTÜRÜ
Din dışı müzik formları aşağıdaki başlıklarda sıralanmıştır:
Kâr: Geleneksel Türk sanat müziğinde kullanılan çeşitli usullerin birleşmesi ile olu-
şan geniş kapsamlı sözlü bir müzik biçimidir. Genellikle peşrevden hemen sonra icra edilir.
Terennümle başlayıp terennümle biter. Uzunluk ve kısalıklarına göre kâr, kârçe, kâr-ı natık
gibi değişik isimlerle anılır.
Kârçe: Kâr’ın küçültülmüş hâlidir. Usul olarak farklılık gösterir ve daha ritmiktir.
Kâr-ı natık: Kâr-ı natıkların her mısrası farklı makam ve usulden oluşur. Dolayısıyla
her mısra arasında makam geçkileri yapılarak eser sonuna gelinir. Kâr-ı natık hangi makam
ile başlamışsa o makam ile biter ve başladığı makamın adıyla anılır.
Mısra aralarında makam geçkileri ve usul değişiklikleri olduğundan ileri derecede
müzik bilgisi ve bestecilik yeteneği gerektirir.
Beste: Beste müzik yapıtını oluşturan ezgilerin tümü gibi düşünülse de geleneksel
Türk müziğindeki karşılığı ve yeri başkadır. Kâr formunda ve dört bölümlü en geniş kapsamlı
sözlü müzik eseridir. Beste dört bölümden oluşur ve her bölüm bir mısrayı kapsar. Her mıs-
ranın sonunda terennüm adı verilen bölüm vardır.
Ağır semai: Klasik Türk müziğinin kapsamlı formlarından biridir. Ağır semai ve yü-
rük semai olmak üzere iki tür semai vardır. 6/4 ‘lük sengin semai, 6/2’lik ağır sengin semai,
on zamanlı olan aksak semai 10/8 veya 10/4’lük olarak bestelenir. İki veya dört bölümden
oluşur.
Yürük semai: Yürük semai adı verilen usulle bestelenir. Mutlaka 6 zamanlı 6/4 veya
6/8’lik yürük semai usullerinden biriyle bestelenir. Yürük semailer ağır semai formuna göre
daha hareketli ve canlıdır. Dört veya iki bölümlüdür.
Gazel: Divan edebiyatında en çok kullanılan nazım biçimidir. Gazeller serbest ve do-
ğaçlama yapılan makamsal eserlerdir. Doğaçlama sırasında sazendeler makamda kalarak
dem tutarlar. Gazel icracılarına gazelhan denir. Günümüzde çok sık kullanılan bir formdur.
Şarkı: Türk müziğinde sözlü ve terennümsüz, küçük usullerle bestelenen, genellikle
dört mısradan oluşan eserlere denir. Bu form zemin (1. mısra), nakarat ( 2. mısra), meyan
(3. mısra), nakarat (4. mısra) olarak isimlendirilir.
Köçekçe: Aynı makamdan oluşan hareketli ve neşeli şarkı ve türkülerden oluşan ez-
gilerdir. Çengi ve köçek adı verilen oyuncular için bestelenmiştir. Osmanlı Dönemi’nde, kö-
çek geleneğinde erkekler kadın kılığına girerek dans ederlerdi. O dönemde köçeklik eğitimi
14 yaşına kadar sürer daha sonra ise profesyonel dansçı olarak bu işi yaparlardı. Ülkemizde
bu gelenek Kastamonu yöresinde hâlâ sürdürülmektedir.
3. Dinî Müzik
a) Cami Müziği: Camilerde gerçekleşen ibadetler sonrasında kendine özgü anlayış
ve usulde çalgı eşliği olmaksızın makamsal olarak belli bir üslupta veya icra esnasında do-
ğaçlama yapılabilen müziktir.
Cami müziğinde kullanılan formlar şunlardır:
Ezan: Müezzin tarafından usulsüz ve sade bir şekilde namaza çağırmak için okunur.
Salat: Cuma, cenaze, bayram ve dinî törenlerde okunan dualardır. Itrî’nin segah ma-
kamındaki Salati Ümmiye’si İslam âleminde kullanılan önemli bir örnektir.
Mevlit: Peygamber’in hayatı ve doğumundan bahseden eserdir. Saz eşliği olmaksı-
zın mevlithanlar tarafından okunur. Türkçede yazılmış ve en çok okunan mevlîd, Süleyman
Çelebi’nin eseridir.
Miraciye: Peygamber’in miracını konu alan formdur. Cami müziği çalgı veya vurmalı
alet kullanılmadan sadece insan sesi ile icra edilir.
85