Page 129 - THM TEORİ VE UYGULAMASI (ORTAK-TSM ) 11
P. 129

MAKAMSAL MÜZİK




             civarındadır. Ayrıca, halk müziğinde makamların kullanılışı da "kendi koyduğu kurallara bağlılık” ilkesine
             dayalıdır. Bu yüzden, araştırmacılar, ‘‘Acemaşiran makamı müstezat ayağı ile eşleşir. ” derken ‘‘yaklaşık
             olarak” diye ilave etmeyi ihmal etmezler. Bununla birlikte ayak adı sadece’’ kerem” olarak geçtiği hâlde, bü-
             tün özellikleriyle tam bir bayati-araban seyri  gösteren, Sarısözen tarafından derlenmiş ‘‘Vardım ki Yurdun-
             dan Ayağ Göçürmüş” güfteli curcuna usulündeki Bayburt türküsü ile, tam bir Karcığar seyri gösteren, aksak
             usulündeki ‘‘Dudu Dudu Dilli Gız” güfteli Balıkesir türküsünde olduğu gibi, klasik makam seyri kurallarına
             harf yen uyan türküler da az değildir."
                Müstezat, divan, garib, kürdi, kesik, vb. halk müziğinde kullanılan dizi isimleridir. Bunlar, Türk müziği
             makam terimi olarak karşılık bulmazlar. Belli ezgilere isim takma geleneği zaten yurdumuzun sadece geç-
             mişten beri sistemli müzik icra edilen bir kaç iline mahsustur. Köylere inildikçe halk ezgilerine doğrudan
             doğruya ya türkünün kahramanının adı veya söyleyenin adı, yöre adı gibi yerel isimler takılmaktadır. Celâlin
             ağıt, Ali Paşa türküsü, Öküz havası, Pire destanı, Guval havası, Köroğlu, Sümmani ağzı, Saat Çukuru vs.
                Bu isimler, ezgilere ait olarak kalmalı, Türk Halk müziğinin ezgisel çözümlemelerinde ise zaten var olan
             Türk dörtlü ve beşlilerinden yararlanılmalıdır.
                Mehmet Özbek’e göre    yak, makam anlamında değildir.  ugünkü anlayışla anlatılan ayaklar eksik
             ve  yetersizdir.   ir  yörede  bulunan  ayak  adını  tüm  ülke  ezgilerine  genelleştirmek  hatalı  bir  harekettir.
              nkara nın misket ezgisinin misket ayağında olduğunu söyleyenler,  r a nın aynı diziyi kullanan ezgisine
             nasıl misket diyebilirler   yaklar hakkında masa başında kesin hüküm vermek yerine, sahaya açılı  deği-
             şik yörelerdeki ayak anlayışını derlemek ve ona göre konuyu değerlendirmek gerekir.  asa başında gari ,
             misket gibi ayak adları sayarak onları bir dizi ile açıklamak yetersiz bir işlemdir.  elki, halk ezgileri makam-
             lar yardımıyla açıklanabilir .
                Mustafa Hoşsu’ya göre   Geleneksel halk müziğinde ayak  bir ezginin çatısını, ana dizisini oluşturan
             genellikle yalnız bir saz ile uygulanan başlangıç müziğidir.  ir tek sazın icrası sırasında, diğer sazlar karar
              erdesinde dem tutarlar.  yrıca ayak, makamsal bir özellik taşır.  akat Türk beste müziği makamlarına
             benzemekle birlikte, bir makam değildir.  ünkü ezgilerimizde karar, güçlü, seyir özellikleri Türk beste mü-
             ziğindeki gibi değildir.
                Yücel Paşmakçı’ya göre   yak,Türk sanat müziğindeki makam karşılığındadır.  alk müziğinde ma-
             kam, tam teşekkül etmemiş olabilir.  yrıca sanat müziğindeki ses dizilerinin kaidesi dışına çıkılabilir.  rne-
             ğin    vlerinin  nü  ersin    türküsünde re bemol vardır.  u türkü nihavend olarak düşünülürse bu makamda
             re bemol sesi yoktur  (Görsel  .1).

                                                                                                           (        s          üzenlenerek alınmıştır.)

































                                   Görsel  . 1:   rk sanat    iği enstr  an  ta bur  e
                                                       rk halk    iği enstr  an  bağla a





                                                                                                            127
   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134