Page 21 - TÜRK SANAT MÜZİĞİ KORO | 11
P. 21
Okuma Metni
Opera ve Halk Müziği Sanatçısı Ruhi Su (1912-1985)
Ruhi Su, 50’li yıllara gelene kadar Devlet Operası’nda canlandırdığı rollerle ve birkaç resitale ilaveten dost mec-
lislerinde söylediği halk türküleriyle, daha çok Ankaralı aydın çevrelerinin tanıdığı bir sanatçıydı. Türküleri zaman zaman
Ankara Radyosu kanalıyla yurt çapında yankılanıyordu. Eğer Devlet Operası’nın birkaç turnesi hesaba katılmazsa, kültürel
başkent İstanbul ve İstanbullularla ilk kez 1951 yılında halk türküleri yorumcusu olarak buluştu.
Ruhi Su, 3-4 Nisan 1951’de yeni açılan
Küçük Sahne’de iki resital verdi. Akşam’da Vâlâ
Nurettin, Ruhi Su’yu “Bildiğimizin dışında bir
seda ve eda ile, ekseriya başkalarından hiç din-
lemediğimiz ‘dâsitanvari’, ‘âşıkhane’ yahut ‘mis-
tik’ (yani üç türlü) türkülerini hem çalıyor hem
de kalbe ürpertiler veren sesiyle söylüyor.” söz-
leriyle tanıttıktan sonra, yazısını âdeta bir konser
davetiyesi üslubunda tamamlıyor ve endişesi-
ni dillendiriyordu: “Öğrendiğime göre hem bu
akşam hem yarın akşam için gişede henüz bilet
mevcutmuş. Sazhanelerin dolup taştığı, radyo
ve operatörlerin kafa şişirdiği ve sırf teamüle
dayanan sanatkârlara ait konserlerin rağbet bul-
duğu bu devirde, Ruhi Su, layık olduğu yüksek
alâkaya kavuşamazsa şehrimizin kırık bir sanat
numarası almasından korkarız.” Yeni İstanbul’da
Ayşe Nur’un (Azra Erhat) yazısı okunduğunda,
bu korkunun yersiz olduğu anlaşılıyordu: “Ruhi
Su senelerdir Ankara’da halk türküleri söyler.
Ankara muhitleri Âşık Veysel, Âşık Ali İzzet gibi onu da sık sık dinleme fırsatı bulurlar. İstanbul’da onu tanıyanlar daha
azdı. Fakat geçen gün Küçük Sahne’de verdiği iki konser, Anadolu’nun gerçek sesini pek nadiren işiten İstanbul’u da fethetti.
İstanbul’da Ruhi Su âdeta kapışıldı. Küçük Sahne’den başka daha birçok yerlerde ve bu arada Gureba Hastanesi’nde hastalar
için de türküler söyledi.”
1952’de “Karanlık Dünya (Âşık Veysel’in Hayatı)” filmi için “Burçak Tarlası” gibi birkaç türkü kaydetti. Prodüktör
Nazif Duru, bu bas bariton sesten o kadar etkilendi ki, neredeyse Veysel’in sesinden vazgeçip filmdeki bütün türküleri ona
emanet edecekti.
1959’da kapısını Atıf Yılmaz ve Yaşar Kemal çaldı. Tekliflerini sevinçle kabul etti: Yaşar Kemal öyküsünden uyar-
lanan, Atıf Yılmaz’ın yöneteceği “Karacaoğlan’ın Kara Sevdası” filminin türkülerini okuyacaktı. Ekiple birlikte, filmin çeki-
leceği Çukurova’ya gitti. Atıf Yılmaz, anılarında, çekimler müddetince Ruhi Su’yu ziyaret eden âşık sayısının 200’e yaklaş-
tığını yazıyordu.
Derya Bengi
Şimdiki Zaman Beledir
Yapı Kredi Yayınları, 2020
(s.252, 253)
20 İnsanda Ses Sistemi, Ses Eğitimi Uygulamaları ve Koro Kültürü İnsanda Ses Sistemi, Ses Eğitimi Uygulamaları ve Koro Kültürü