Page 127 - ÇALGI TOPLULUKLARI BATI MÜZİĞİ 12
P. 127

1. Uygulama Çalışması


               Aşağıdaki  makaleyi  okuyunuz.  Siz  de  daha  önce  dinlediğiniz  dönem  bestecilerinin
               eserlerinden birini seçiniz. Seçtiğiniz eseri kendi bakış açınızla değerlendireceğiniz bir
               makaleyi öğretmeninizin rehberliğinde yazınız. Makalenizi arkadaşlarınızla paylaşınız.








               Esere bir bakış
                                                       Özgür Sesler



               Moskova‘nın belki de en önde gelen sanatçılarından biri olan Vasili Kandinski (1866-1944)
               20.  yüzyıla  damgasını  vurmuştu.  Eserleri  oldukça  ses  getirmişti  evet,  ancak  reddedilemez
               bir gerçek vardı ki o da seslerin de bir açıdan Kandinski eserlerini var etmesiydi. Bunun da
               ötesinde düşüncelerine müzik ışık tutuyordu. Öyle ki sinestezi yönü oldukça belirgin olduğu

               söylenen Kandinski, duyuları birlikte algılayabiliyordu. Sarı-Kırmızı-Mavi No: 314 eseri de buna
               bir örnek niteliğindeydi. Bu eserdeki renkler ve formlar her bir enstrümanın ya da anahtarın
               belirteciydi. Sarıdan gelen trompet sesiydi. Flütler, çello, kontrbas ise mavinin tonlarındandı.
               Vermilyon ya da Çin kırmızısı olarak anılan kırmızı tonu ise tubayı temsil ediyordu. Renklerin

               ve  şekillerin  öncülüğündeki  canlı  bir  orkestraydı  bu!  Bu  eserin  ardında  böyle  bir  hikâyenin
               oluşturulmasında Kandinski’nin müzikal geçmişi ve gelişmiş müzik anlayışının yatıyor olması
               ise çok muhtemeldi. Keza sanatçının eşi Nina Kandinski, onun bu özelliğine dair erken çocukluk
               döneminden itibaren renkleri tutkuyla sevdiğini yazdı ve ortak bir sinestetik özellikteki her renk

               için belirli bir koku ve müzikal sesi ayırt ettiğini iddia etti.
               Soyut sanatın enlerinden sayılan Kandisky’nin bununla kalmayan sinestezi gücü, edebiyata
               da  yansımıştı.  Disiplinler  arasılığın  zirve  noktasında  yer  edinen  sanatçının  Sesler  isimli
               düzyazı-şiir içerikli eseri de bulunmaktaydı. 1912 senesinde yayımlanan bu kitabın izlenimcilik,

               dışavurumculuk  ve  Rus  fütürizmine  etkisi  büyüktü.  Bunun  ötesinde  kendi  de  aynı  sonucu
               amaçlamış olmalıydı ki şu sözleri söyledi:
               “Resim için savaştık ama tek başına resim yeterli olmayacak. Eski, dar kavramların yarısını
               ortadan kaldıran, sanatlar arası duvarları yıkan ve sonunda sanat sorununun bir biçim sorunu

               değil, bir manevi içerik sorunu olduğunu kanıtlayan sentetik bir kitap fikrim vardı.”
               Sanatlar arası duvarları ortadan kaldırmak oldukça iddialı ve gerçekleştirmesi zor bir söylemdi.
               Birlik ve beraberliği temsil etmek açısından da bir o kadar gerekliydi o dönem adına. Çünkü
               müzikte de etkisini göstermeye başlayan makine çağı, farklı yaklaşımların ortaya çıkmasını

               sağladı.  Bazıları  için  heyecan  verici  olan  bu  düşünceler  kimileri  için  de  kulak  tıkanması
               gereken türdendi. Fakat unutulmamalıydı ki yenilikçi ve farklı düşünceler bizi hep bir adım
               öteye taşıyanlardı.
                                                                                                                     İpek Özel

                                                                                             Müzik Dergisi Yazarı- Çevre Mühendisi



                                                                                                         125
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132