Page 47 - THM TEORİ VE UYGULAMASI 12
P. 47

OKUMA METNİ





                                         ATATÜRK’ÜN KERBELA MERSİYESİ HATIRASI

                           Atatürk’ün emriyle Hafız Yaşar Okur, İran şahı merhum Pehlevi Hazretleri için Kerbe-
                       la mersiyesini nasıl okuduğunu şöyle anlatmıştır:
                           “İran şahı Pehlevi, 1934’te Ata’mızı ziyarete gelmişti. İki kardeş milletin devlet reisleri
                       birbirlerini çok sevmişti. Aralarında resmî protokolün sıkıcılığından uzak, kardeşçesine
                       bir samimiyet havası esiyordu.
                           Gazi, Şah şeref ne Beylerbeyi Sarayı’nda bir ziyafet tertip etti. İki yüz kişilik davetli
                       arasında ben de vardım. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı Orkestra Heyeti çalıyordu. Ata-
                       türk, Şah Hazretleri ile salonun yüksek bir locasında oturuyordu. Bir aralık, başyaver va-
                       sıtasıyla beni huzurlarına çağırdı. Şah Hazretlerine: ‘Benim hafızımdır.’ diye beni takdim
                       etti ve yanlarına oturttu. ‘Şah Hazretlerine Kerbela şehadetine ait bir mersiye okuyunuz.’
                       dedi. Emirleri üzerine mersiyeyi ısfahan makamında okudum:
                           ‘Ehl-i mahşer dest-i Hayder’den içerken Kevser’i
                           Sen susuzlukla şehit-i Kerbela’sın ya Hüseyin

                           Kıl şefaat arife ceddim, Muhammed aşkına
                           Arsa-i mahşerde makbulü’r-recasın ya Hüseyin’

                           beyitlerini okurken Şah Hazretleri sağ elini göğsüne koymuş hâlde dinliyordu. Göz-
                       lerinin yaşardığına da şahit oldum, mersiye bitince Atatürk: ‘Nasıl efendim?’ diye sordu.
                       ‘Güzel okuyor mu benim hafızım?’
                           Pehlevi Hazretleri kendilerine has o Azeri şivesiyle: ‘Hub hub… Teşekkür ederim.’
                       diye mukabelede bulundu. Biraz istirahat ettikten sonra Gazi, bir de Farisi ayini okumak
                       için emir buyurdu. Farsça hüzzam ayinini okudum, arkasından yine Farsça bayati ayini
                       geçtim. Şah Hazretleri çok memnun oldu ve elimi sıkarak beni tebrik etti. Sonra Ata’m mi-
                       saf rine dönerek: ‘Bir de bizim Türk mevlidimiz vardır, dinlemek arzu eder misiniz?’ dedi.
                       Şahın gösterdiği arzu üzerine miraç bahsini yine bilhassa ısfahan makamında okudum.
                       Şah Hazretleri: ‘İlk defa Türkçe mevlit dinliyorum. Çok hoşuma gitti. Hafızınızı, müsaa-
                       de ederseniz inşallah İran’a bekliyorum.’ dedi. O gece Şah Hazretlerinin gösterdiği ilgi
                       üzerine mevlit şairi Süleyman Çelebi hakkında kendilerine malumat verdiler. Orkestra
                       terennüme başlarken yanlarından ayrıldım.”

                                                   H. YAMAK’ın “Atatürk’ün Din Anlayışı” adlı kitabından düzenlenerek alınmıştır.






























              46
   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52