Page 83 - RİTİM EĞİTİMİ VE HALK DANSLARI 11
P. 83

yanardöner ve kumrugöğsü sayılabilmektedir.
            15. Çuha: Çözgü ve atkı iplikleri yün yapağı iplikten, düz renkte, zarif ve tok bir kumaştır.
            16. Çitari: Altıparmak kumaşının tekniğinden farklı işlenmiş ve çubukları altıparmaktan daha ince dokulu
                olan, tek renk bir kumaştır.
            17. Gezi: Çözgü ipliği ve atkı ipliği isimleriyle anılan, ipek ve pamuk iplik karışımlı, sık dokunmuş, hareli
                (muare görünümlü) kumaştır. Çözgü ipliğine nazaran atkı ipliği birkaç kat ipek ve iplikle karışık ve birlikte
                dokunduğundan atkılar, ince çözgüler arasında daha kalın görünümlüdür. Kumaşın haresi, dokunduk-
                tan sonra iki silindir arasında ezmek ve sürtmek işlemleriyle elde edilmektedir.
            18. Hataî: Sert bir kumaş türüdür.
            19. Hareli: Üst üste desenleriyle bakıldığı zaman atlas tekniğinde dokunmuş dallı bir kumaştır.
            20. Hint kumaşı: Krem renginde, pişmiş ipekle dokunmuştur. Bürümcüğe benzeyen bir dokumadır.
            21. İpek: İpeğin öyküsü, Çin’e ve tarihin çok derinlerine kadar inmektedir. Başlangıçta ipek; altın, mücevher
                gibi alım satımda kullanılan değerli eşyalar arasında yer almıştır. İpek böcekçiliği ve ipek üretimi bugün
                de eski yöntemlerle devam ettirilmektedir. İpek kumaşlar, çeşitleri ipliklerin işlemden geçirilmesine göre
                belirlenmektedir. Lifler dokuma aşamasına gelmeden birkaç iplik birlikte kullanılabilmekte ya da değişik
                şekillerde bükülebilmektedir. Ülkemizde ipek kumaşı üretimi, özellikle Bursa ve civarında yapılmaktadır.
                Osmanlı Dönemi’nde ipek üretimi özendirilmiş ve üretimden yüksek verim alınmıştır. Saray giyimlerinde
                kullanılan kumaşların hammaddesini daima ipek lifleri oluşturmuştur. İpeğin çok değerli olması nedeniy-
                le, artan küçük lifler ve ipekböceği kozaları bile toplanmaktadır. Bu küçük lif parçacıkları, yumuşatılarak,
                taranıp, bükülerek ipliğe dönüştürülmekte ve yeniden dokunmaktadır.  Elde edilen kumaşın içine koyu
                renk ipek böceği kozasının parçaları katıldığı için kırçıllı olan bu tür ipeğe ‘‘döküntü ipek’’ adı verilmek-
                tedir.
            22. Kadife: İpekli kumaştan, dokuma havlı bir kumaş türüdür.  ‘‘Telli kadife’’  ismi verilen türü de vardır.
                Türk kumaşları arasında kadife kumaşa, on beşinci yüzyıl ortalarından sonra rastlanmaktadır. Bu tarihe
                kadar, ithal edilen ipekle çalışılmaktaydı. On beşinci yüzyılın ikinci yarısından sonra Bursa'da kadife ku-
                maş dokunmaya başlanmış ve bu alanda ilerleme kaydedilmiştir. Özellikle üst giyimlerde düz kadifelerin
                yanında desenli kadifeler de çok kullanılmıştır.
            23. Kemha: İpekli,  altın veya gümüş alaşımlı ya da doğrudan doğruya gümüşle dokunan ipekli kumaşa
                verilen isimdir. 6600 tel ile dokunduğu bilinmektedir. Seraser kumaş ile farkı, renk ve desen özelliğinin
                daha gösterişli olmasıdır. On beşinci yüzyıl sonlarına kadar İran (Yezd) ve Avrupa (Frenk) kemhalarının
                yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir. Kemhanın sim ve sırma ile dokunmuş olanları da bulunmaktadır.
                On beşinci yüzyıl sonu ile on altıncı yüzyıl başlarında çeşitli isimler altında sekiz tür kemhanın ülkemiz-
                de dokunduğu belirlenmiştir. Dokuma özelliklerine göre kemha türleri şöyledir: Yek renk kemha, peşuri
                kemha, müzehhep kemha, dolabi (tolabi) kemha, tabi kemha, güvez Bursa kemhası, kırmızı Amasya
                kemhası…
            24. Kutni (Kutnu): İnce ipek ve pamuk ipliğinden dokunan, enine çizgili (yollu), kaba, kalın dokulu bir ku-
                maştır.
            25. Seraser: İpek ve altın alaşımlı gümüş tel veya gerçek gümüş tel kullanılarak dokunan kumaştır. En
                iyi türünün İstanbul’da saraya bağlı tezgâhlarda seraserci başının nezaretinde dokunduğu ve bunlara
                “İstanbul seraseri” dendiği bilinmektedir. Düz dokuluların yanında çiçekli seraser kumaşlar da kullanıl-
                mıştır. İki doku arasında, kullanılan malzemeye göre farklılıklar bulunmaktadır. Seraser kumaşın zemini
                gümüş teldir. Kumaşın ortasında bir çam kozası vardır, etrafı karanfil ve güllerle çevrelenmiştir. Bu de-
                senler, altın tel ile kaplanmış ve kenar hatları yeşille çevrelenmiştir.
            26. Serenk: On beşinci yüzyılın ikinci yarısından sonra görülen ve ipekle dokunmuş bu kumaşın motif-
                lerinde sırma ve tel yerine sarı ipek kullanılmıştır. Zemin, genellikle mora yakın bir kırmızı renkte ve
                kendinden desenli olup üç renkli dokunmuştur. Çiçeklerdeki verevine çizgiler kumaşa işlenmiş hissini
                vermektedir. Çiçekli olanına “serenk”, beneklisine “şahbenek”, düz olanına ise “sade serenk” denmiştir.
            27. Selimiye: İpek kumaştan, genellikle boyuna çizgili ve küçük çiçekli bir kumaş türüdür. 18. yüzyıldan
                sonra dokunmaya başlayan ve Üsküdar'da Ayazma Cami çevresindeki tezgâhlarda üretilen bu kumaşa
                Selimiye adı verilmesinin sebebinin III. Selim zamanında ortaya çıkması olabileceği tahmin edilmekte-
                dir.
            28. Sof: Tiftik yapağından ince bükülmüş iplikle dokunan düz kumaşa “ham sof’’ ve ‘‘som sof’’ denir. Do-
                kunan kumaş, yıkanıp fırınlandıktan sonra kullanılmaktadır. Kumaştaki parlaklık, fırınlama sonucunda
                oluşur. Beyaz, siyah, kırmızı renkleri çok aranan ve kullanılan türlerdir. Diğer renkleri de vardır. Halk ta-
                rafından (kadın ve erkek için) giyim eşyası yapımında kullanılan sof kumaştan padişahlara da kaftanlar
                yapılmıştır.
            29. Zerbaft: İpek kumaştan, motifleri bazen alaşımlı gümüş tel ile dokunmuş sert bir kumaş türüdür.   3. ÜNİTE



                                                          81
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88