Page 59 - Felsefe - 10 | Beceri Temelli
P. 59
26
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
FELSEFE 10
“HELEN KELLER”
ETKİNLİĞİ
ÖĞRENCİ ÇALIŞMA KÂĞIDI
1. Aşağıda verilen metni okuyup linkte gösterilen videoyu izleyiniz. Bunlardan hareketle ilgili soruları cevap-
layınız.
HELEN KELLER
Kör, sağır ve dilsiz olan Helen Keller’in yaşamı bir kahramanlık efsanesi kadar ilginçtir.
Hastalığından önce yürümeye ve birkaç kelime de olsa konuşmaya başlamıştı. Ancak
henüz 19 aylıkken geçirdiği birkaç gün süren yüksek ateşli bir hastalık sonucunda
görme, işitme ve konuşma yeteneklerini kaybetti. Bu hastalık, birdenbire onun dış
dünyayla bağlantısını kopardı. Helen, zorluklar karşısında karşılaştığı bütün insanla-
rın ellerini, yüzünü, elbisesini inceleyerek onları tanımaya çalıştı.
Yedi yaşına kadar ailesiyle anlaşabilmek için kendi kendine 60’dan fazla işaret geliş-
tirdi. Örneğin ekmek isterken bir şeyi kesiyormuş gibi, dondurma isterken kollarını
titreterek üşüyormuş gibi yapıyordu.
Helen, beş yaşından sonra kendisinin diğer insanlardan farklı olduğunu anladı. Ai-
lesinin kendisiyle anlaşmak için işaretler kullanmak yerine ağızlarıyla konuştukla-
rını fark etti. Bazen insanların dudaklarına dokunarak onların konuşmasını taklit
etmeyi denedi. Fakat ilk başlarda anlamlı hiçbir ses çıkaramadı. Diğer insanlar
gibi konuşabilmeyi çok istiyor fakat bunu başaramamanın sıkıntısını yaşıyordu.
Bu stres onu zaman zaman hırçın bir çocuk hâline getirdi.
Anne Sullivan, Perkins Körler Okulundan mezun, az gören bir kişiydi. Okul
müdürü tarafından Helen’in yetiştirilmesi için görevlendirildi. Sullivan, Helen
Keller için hem bir öğretmen ve hem de en yakın ve en güvenilir bir arkadaş
oldu.
Sullivan, Helen Keller’e gerekli eğitim verildiği takdirde, onun da diğer in-
sanların sahip olduğu birçok bilgi ve yeteneklere sahip olacağına inandı.
Önce Helen’in hırçın davranışlarının kontrol altına alınması ge-
rektiğini düşündü. Onun bu davranışlarının insanlarla iletişim
kuramamaktan kaynaklandığını fark etti. Sullivan, tatlı sert ve Helen Keller
kararlı yöntemlerle Helen’in bağırma, tekmeleme ve ısırma gibi davranışlarını kısa sürede kontrol altına
almayı başardı.
Sullivan, parmaklarıyla Helen Keller’in elinin içine çeşitli işaretler yaparak anlaşmaya çalıştı. Örneğin
suyu öğretmek için Helen’in elini musluğun altına tuttu, toprağı öğretmek için elini toprağa dokundur-
du. Öğretmek istediği her sözcüğün harflerini elinin içine tek tek çizerek anlattı. Bir sözcüğü öğretince-
ye kadar aynı işlemi tekrar tekrar yaptı. Helen Keller’in öğrendiği ilk sözcükler su ve oyuncak sözcükle-
ri oldu.
Helen, bu sırada birdenbire kendisi için çok önemli olan bir şeyi keşfetti. Elinin içine çizilen her bir
harfin birleşerek bir sözcüğü oluşturduğunu ve dünyada her şeyin mutlaka bir ismi bulunduğunu fark
etmişti. Bunu keşfetmenin sevinciyle artık her şeye dokunmak ve her şeyi koklamak suretiyle bunların
neler olduğunu sormaya başladı. Sullivan, Helen’in bu yolla işitebilen bir çocuk kadar bilgilere sahip
olmasını sağladı.
Anne Sullivan, Helen Keller’e breyl yazıyla (görme engellileri için geliştirilmiş, dokunma duyusuna da-
yanan bir alfabe) okuyup yazmayı, parmak uçlarını konuşan bir insanın dudağına dokunarak titreşim-
lerden o insanın ne söylediğini anlamayı öğretti. Helen Keller daha sonra kör ve sağırlar okuluna yakın
olmak amacıyla Ann’le birlikte Boston’a gitti. Burada Radcliffe Kolejine ardından Harvard Üniversite-
sine girdi. 1904’te 24 yaşındayken tarihte ilk sağır ve kör bir kişi olarak başarıyla üniversiteden mezun
oldu.
57