Page 57 - Felsefe - 10 | Beceri Temelli
P. 57
26
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
FELSEFE 10
2. ÜNİTE: Felsefeyi Tanıma Kazanım: 10.2.2. Düşünme ve akıl yürütmede dili doğru kullanmanın önemini açıklar.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Alan Becerileri: Akıl Yürütme, Sorgulama, İfade Etme ve Yazma Becerisi ÖĞRETMEN
Etkinlik İsmi HELEN KELLER 25 dk.
Etkinliğin Amacı Düşünme ve dil ilişkisini inceleyebilme. Bireysel
Gerekli Materyaller: Etkileşimli tahta, renkli kalemeler, kâğıt ve kartonlar
1. Yönerge
Öğrencilerin aşağıdaki metni okuyarak link’i verilen videoyu izlemelerini ve soruları cevaplamalarını sağlayınız.
HELEN KELLER
Kör, sağır ve dilsiz olan Helen Keller’in yaşamı bir kahramanlık efsanesi kadar ilginçtir.
Hastalığından önce yürümeye ve birkaç kelime de olsa konuşmaya başlamıştı. Ancak
henüz 19 aylıkken geçirdiği birkaç gün süren yüksek ateşli bir hastalık sonucunda
görme, işitme ve konuşma yeteneklerini kaybetti. Bu hastalık, birdenbire onun dış
dünyayla bağlantısını kopardı. Helen, zorluklar karşısında karşılaştığı bütün insanla-
rın ellerini, yüzünü, elbisesini inceleyerek onları tanımaya çalıştı.
Yedi yaşına kadar ailesiyle anlaşabilmek için kendi kendine 60’dan fazla işaret geliş-
tirdi. Örneğin ekmek isterken bir şeyi kesiyormuş gibi, dondurma isterken kollarını
titreterek üşüyormuş gibi yapıyordu.
Helen, beş yaşından sonra kendisinin diğer insanlardan farklı olduğunu anladı.
Ailesinin kendisiyle anlaşmak için işaretler kullanmak yerine ağızlarıyla konuş-
tuklarını fark etti. Bazen insanların dudaklarına dokunarak onların konuşmasını
taklit etmeyi denedi. Fakat ilk başlarda anlamlı hiçbir ses çıkaramadı. Diğer
insanlar gibi konuşabilmeyi çok istiyor fakat bunu başaramamanın sıkıntısını
yaşıyordu. Bu stres onu zaman zaman hırçın bir çocuk hâline getirdi.
Anne Sullivan, Perkins Körler Okulundan mezun, az gören bir kişiydi. Okul
müdürü tarafından Helen’in yetiştirilmesi için görevlendirildi. Sullivan, Helen
Keller için hem bir öğretmen ve hem de en yakın ve en güvenilir bir arkadaş
oldu.
Sullivan, Helen Keller’e gerekli eğitim verildiği takdirde, onun da diğer
insanların sahip olduğu birçok bilgi ve yeteneklere sahip olacağı-
na inandı. Önce Helen’in hırçın davranışlarının kontrol altına
alınması gerektiğini düşündü. Onun bu davranışlarının insan- Helen Keller
larla iletişim kuramamaktan kaynaklandığını fark etti. Sullivan, tatlı sert ve kararlı yöntemlerle Helen’in
bağırma, tekmeleme ve ısırma gibi davranışlarını kısa sürede kontrol altına almayı başardı.
Sullivan, parmaklarıyla Helen Keller’in elinin içine çeşitli işaretler yaparak anlaşmaya çalıştı. Örneğin
suyu öğretmek için Helen’in elini musluğun altına tuttu, toprağı öğretmek için elini toprağa dokundur-
du. Öğretmek istediği her sözcüğün harflerini elinin içine tek tek çizerek anlattı. Bir sözcüğü öğretince-
ye kadar aynı işlemi tekrar tekrar yaptı. Helen Keller’in öğrendiği ilk sözcükler su ve oyuncak sözcükle-
ri oldu.
Helen, bu sırada birdenbire kendisi için çok önemli olan bir şeyi keşfetti. Elinin içine çizilen her bir
harfin birleşerek bir sözcüğü oluşturduğunu ve dünyada her şeyin mutlaka bir ismi bulunduğunu fark
etmişti. Bunu keşfetmenin sevinciyle artık her şeye dokunmak ve her şeyi koklamak suretiyle bunların
neler olduğunu sormaya başladı. Sullivan, Helen’in bu yolla işitebilen bir çocuk kadar bilgilere sahip
olmasını sağladı.
Anne Sullivan, Helen Keller’e breyl yazıyla (görme engellileri için geliştirilmiş, dokunma duyusuna da-
yanan bir alfabe) okuyup yazmayı, parmak uçlarını konuşan bir insanın dudağına dokunarak titreşim-
lerden o insanın ne söylediğini anlamayı öğretti. Helen Keller daha sonra kör ve sağırlar okuluna yakın
olmak amacıyla Ann’le birlikte Boston’a gitti. Burada Radcliffe Kolejine ardından Harvard Üniversite-
sine girdi. 1904’te 24 yaşındayken tarihte ilk sağır ve kör bir kişi olarak başarıyla üniversiteden mezun
oldu.
55