Page 73 - Tarih - 10 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 73
35
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TARİH 10
4. ÜNİTE > Beylikten Devlete Osmanlı Kazanım 10.4.3: Osmanlı coğrafyasında sözlü ve yazılı kültürün toplum hayatına etkilerini
Medeniyeti analiz eder.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri: Tarihsel Kavrama Becerisi
Etkinlik İsmi EDEBİYAT VE TOPLUM 20 dk.
Amacı Edebiyatın Osmanlı toplumu üzerindeki etkisini değerlendirebilme. Bireysel
Yönerge Aşağıda verilen metini göz önünde bulundurarak soruları cevaplayınız.
OSMANLI’DA EDEBİYAT
Coğrafî genişlik, ortaya konulan eser yoğunluğu, nazım şekil ve türlerindeki çeşitlilik bakımından
bir medeniyeti temsil eden Osmanlı edebiyatı, şiir merkezli bir edebiyat olup Osmanlı Devleti’nin
kuruluşundan Cumhuriyet dönemine kadar geçen sürede üç koldan ilerlemiştir. Sanatçıların kul-
landığı nazım şekilleri, türleri ve kısmen içerikleri ile birbirinden ayrılan bu kollar; medrese çev-
resindeki eğitimli zümre ile aydınlar arasında teşekkül eden Arap ve özellikle Fars edebiyatının
etkisiyle kuralları belirlenip zamanla klasik bir üslûba erişen divan şiiri, tasavvuf çevrelerinde mey-
dana getirilen tekke şiiri ve merkezden uzakta, öğrenim görmemiş “halk şairlerinin saz eşliğinde
söyledikleri manzumeler” olarak tanımlanan halk şiiri adlarıyla bilinir.
Divan şiiri: Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren şairlerin yüzyıllar boyunca edindikleri
sanat tecrübesiyle siyasal ve sosyal değişimleri İslâm medeniyeti içinde yoğurarak aruz vezniyle
meydana getirdikleri edebiyat bugün klasik Türk edebiyatı veya daha yaygın bir ifadeyle divan
edebiyatı adıyla bilinir. Türk milletinin Osmanlı tarihi sürecindeki kültür ve sanat birikimini konu
edinen bu kuralcı, şekilci ve seçkin edebiyat estetik ve sanat örgüsü, vezni, kafiyesi, yayıldığı saha-
lar, etki alanları, nazım şekilleri, türleri, kaynakları, konuları, muhtevası ve üslûbu, mazmunları,
mecazlarıyla başlı başına Türk medeniyetinin sözcüsü olmuştur.
Tekke Şiiri: Orta Asya’da Ahmed Yesevî ile başlayan tekke edebiyatı, XIII-XIV. yüzyıllarda değişik
türde manzumeler yanında ilâhi ve destanlarla Türk halkının maneviyatını beslemiştir. Tekke şa-
irleri kendilerini belli vezin ya da nazım şekilleriyle sınırlandırmayıp hece ve aruz veznini birlikte
kullanmışlardır. Şiirlerinde hem halk hem divan edebiyatının vezin, tür ve nazım şekillerinden
yararlanmışlar, bu iki edebiyatın şiir estetiğinden çeşitli unsurlara yer vermişlerdir. Bu durum,
kendilerine özgü bir üslûp ve özgünlük kazanmalarına engel olmamıştır. Çoğunlukla sade bir dilin
hâkim olduğu tekke edebiyatı ürünlerinin bir kısmı öğüt verici, uyarıcı ve öğretici niteliktedir. XV.
yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’nde mescid, medrese ve sebillerin yanında tekke ve zaviyeler
de çoğalır. Buna paralel olarak Anadolu’da tekke şiirinin geliştiği, kurumsallaşan ve çeşitlenen ta-
rikatlar çerçevesinde tekke şairlerinin çoğalmaya başladığı görülür.
Halk Şiiri: Osmanlı dönemi edebiyatı içinde geniş bir etki alanına sahip halk şiirinin ilk örnekleri
olan koşuk, sagu, sav ve destanlarla ilgili bazı parçalar Divan-ı Lügati’t-Türk içinde zamanımıza
ulaşmıştır. Daha çok sözlü gelenekte yer alan halk şiirinin başlıca özellikleri şöylece sıralanabilir:
Dili sade, istisnalar dışında nazım birimi dörtlük, ölçüsü hecedir. Genellikle yarım kafiye kullanı-
lır; tema olarak halk hayatının hemen bütün yönlerini kapsar. Halk şiiri içinde yer alan anonim
halk edebiyatının nazım biçimleri türkü, mâni, manzum ve mensur bilmecelerle atasözlerinden
meydana gelir.
İskender Pala, Osmanlılar. (Metin düzenlenerek alınmıştır.)
73