Page 11 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 11

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10            2

             1.ÜNİTE > Giriş  Kazanım A.4.1: Metinde geçen kelime ve kelime gruplarının anlamlarını tespit eder.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                    Yeni Kelimeler Öğreniyorum                         25 dk.
             Amacı     Anlamını bilmediği kelime ve kelime gruplarının anlamlarını öğrenerek farklı bağlamlarda kullanabilmek.  Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
                     (Metin düzenlenmiştir.)


                                                     Hikâyeler
              Nâbizâde Nâzım dokuz hikâye yayımlamıştır. Bunların çoğu 30-50 sahife arasında olup “uzun hikâ-
              ye” özelliği göstermektedir. Yazar, “Yadigârlarım, Haspa ve Kara Bibik” hikâyelerinin başlarına koy-
              duğu kısa ön sözlerde hikâye ile roman üzerine bilgi vermiş, o arada kendi tutumunu anlatmıştır.
              Hikâyelerinin başlıca özellikleri şunlardır:
              Yalnız vakayı anlatmaya önem vermiş, kişilerin tutkuları üzerinde durmamıştır. Yazar, hikâye üzeri-
              ne görüşlerini şöyle anlatmıştır:
              “Hikâye vakanın sadece nakil ve rivayetinden ibarettir. Tafsilata tahammülü yoktur. Âdeta hikâye
              bir romanın hülâsası demektir. İnfiâlât-ı şedideye de (şiddetli tutkulara) tahammülü yoktur. Ne söy-
              leyecekse birkaç sahife içinde söylenip bitirilivermelidir. Fakat her hülâsâda olduğu gibi bunda da
              marifet vukuatın canlı noktalarını tefrik ve intihâbdadır.”

              Kendi çağındaki okuyucuların isteklerini göz önünde bulundurarak masal havasına yaklaşan olağa-
              nüstü olayları bir yana bırakmış; konularını günlük olaylardan seçmeğe yönelmiştir. Bunu kendisi
              şöyle anlatıyor:
              “Bu yakınlarda halkımız tabiliğe, sadeliğe ziyadesiyle ehemmiyet veriyor. Öyle esâtiri şeyler artık
              lezzetle okunmuyor.”
              Daha 1886’da bu görüşe ulaşan yazar; dört yıl sonra yazdığı Kara Bibik hikâyesiyle açıkça realizme
              yönelmiş, “insanlık olaylarını yalnız insanlık açısından incelemek, bir insan ne gibi duygulara ve
              davranışlara kabiliyetli ise ona o duyguları ve davranışları mal edip işi tabii sınırından çıkarmamak”,
              “olaylara renkli gözlüklerle bakmamak”, “âdetlerin ve tabiatın dışına çıkmayıp mâkul olmak” ve yazar
              olarak “olaylara kendi duygu ve düşüncelerini katmamak” gerektiği görüşüne ulaşmıştır.
                                                            Cevdet Kudret, Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman


             1.  Okuduğunuz bu metni anlamakta zorluk çektiniz mi? Gerekçeleriyle açıklayınız.












             2.  Bir eseri “lezzetle okumak” için sizce neler gerekmektedir?













                                                                                                     9
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16