Page 265 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 265
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 129
4. ÜNİTE > Destan/Efsane Kazanım A.2.2: Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönem ile ilişkisini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Derin İzler ve Destan 25 dk.
Amacı Metnin türünün ortaya çıkışını ve tarihsel dönemler ile ilişkisini kavrayabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Ergenekon Destanı
(…)
İl Han’ın oğulları çoktu. Savaşta hepsi öldü. Kayan adlı bir küçük oğlu vardı. O yıl evlendirmişti. İl
Han’ın Tukuz adlı bir de yeğeni vardı. Bu ikisi bir yerdeki kişilerin eline düşmüşlerdi. On gün olduktan
sonra bir gece ikisi kadınlarıyla birlikte atlanıp kaçtılar. Yurda geldiler. Düşmandan kaçıp gelen dört
maldan (deve, at, öküz, koyun) çok buldular. Eğer, ile varalım desek; dört taraftaki illerin hepsi bize
düşman. İyisi odur ki dağların içinde insan yolu düşmez bir yer izleyip (oturalım) deyip dağa doğru
sürülerini sürüp gittiler. (Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar.) O da öyle bir yoldu
ki bir deve, bir at bin güçlükle yürürdü; eğer ayağını yanlış bassa parça parça olurdu. (Vardıkları) yerde
akarsular, çeşmeler, türlü otlar, meyveli ağaçlar, türlü türlü avlar (vardı.) O yeri görünce Tanrı’ya şükür-
ler kıldılar. Hayvanlarının, kışın etini yediler. Yazın sütünü içtiler, derisini giydiler. O yere Ergenekon
adını koydular. Burada bu ikisinin çocukları çoğaldı. Kayan’ın evladı çok oldu. Tukuz’unki ondan daha
az oldu. Kayan çocuklarına Kayat dediler. Tukuz çocuklarına iki ad koydular. Bir nicesine Tukuzlar
dediler; bir nicesine Türülken dediler. Çok yıllar bu iki kişinin çocukları Ergenekon’da kaldılar. Eni-
ne boyuna uzayıp yayıldılar. Dört yüz yıl sonra Ergenekon’da kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldı-
lar ki sığmadılar. Bu sebepten bir yere toplanıp oturup konuştular. Dediler ki: Atalarımızdan işittik.
Ergenekon’un dışında geniş yerler, güzel yurtlar olurmuş. Bizim yurdumuz eskiden o yerlerde imiş...
Dağların arasından yol izleyip bulalım. Göçüp çıkalım. Her kim bize dostum derse onunla görüşelim.
Düşmanlarla güreşelim dediler. Hepsi bu sözü beğenip çıkmaya yol izlediler, bulamadılar. (O zaman)
bir demirci dedi (ki): “Burada bir demir madeni var. Yalın kata benziyor. Şunun demirini eritsek bir yol
olurdu.” Varıp o yeri gördüler. Bu sözü de beğendiler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür
dizdiler. Dağın üstünü, arka yanını, beri yanını (böylece) doldurduktan sonra yetmiş deriden körük
yapıp yetmiş yerde kurdular. (Ateşleyip) körüklediler. Tanrı’nın gücü ile ateş kızdıktan sonra demir dağ
eriyip akıverdi. Yüklü deve çıkacak kadar yol oldu. O günü, o ayı, o saati belleyip dışarı çıktılar. O gün-
den beri Göktürklerde âdet olmuştur. O günü bayram sayarlar: Bir parça demiri ateşe salıp kızdırırlar.
(Önce) Han, bunu kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Ondan sonra Beyler de öyle yapar. Bu günü
mukaddes bilirler. Ergenekon’dan çıktıkları zaman Göktürklerin padişahı Kayan soyundan Börte Çine
idi. Börte Çine, bütün illere elçi gönderip Ergenekon’dan çıkıp geldiklerini bildirdi. (Bunu) bazıları iyi
gördüler, bazıları kötü gördüler. Göktürkler eski düşmanlarıyla savaştılar. Yendiler. Böylece dört yüz yıl
sonra kanlarının öcünü aldılar.
Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi
1. Destanların ortaya çıkışı bazı sorulara cevap aranmasından kaynaklanmaktadır. Okuduğunuz me-
tinden hareketle bu soruların neler olabileceği hakkında düşüncelerinizi ifade ediniz.
263