Page 323 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 323

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          158

             4. ÜNİTE > Destan/Efsane          Kazanım A.2.10: Metnin üslup özelliklerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                           Dil ve Üslup                                25 dk.

             Amacı     Yazarın kullandığı dil ve anlatımdan hareketle metnin üslup özelliklerini belirleyebilmek.  Bireysel

             Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
                                                   Ferhat ile Şirin
             Amasya Beyi’nin, güzelliği dillere destan olan bir kızı vardır; bu güzel kızın adı Şirin’dir. Kimler talip
             olmaz ki bu güzel kıza. Ağalar, beyler, daha kimler kimler... Bir de garip Ferhat vardır, o da âşık olur
             Şirin’e. Ama kızın babası hiç verir mi Ferhat gibi fakirin birine. Vermez elbet. Ferhat öyle sıradan bir
             âşık değildir, delicesine sevmektedir Şirin’ini. Amasya Beyi, kızını Ferhat’a vermeyecektir ama yine de
             zor bir şart ileri sürmekten kendini alamaz. Çağırır bir gün Ferhat’ı huzuruna, der ki:
             “Ferhat! Kızımı istediğini bilirim, onu sana vereceğim ama bir şartım var. Eğer onu yerine getirirsen
             Şirin senin, sen Şirin’in.”
             Ferhat ne desin bu teklife, elbette kabul edecektir. Sesini çıkarmaz. Şirin’in babası şartını ortaya koyar:
             “Biliyorsun, Amasya’mızın suyu azdır. Eğer Kazankaya Mevkii’ndeki suyu kırk gün içinde şehrimize ge-
             tirebilirsen Şirin senin, bilmiş ol!” Kazankaya Mevkii dedikleri yer de öyle pek yakın değildir Amasya’ya
             ama başka bir ümit yoktur.
             Şirin’e kavuşmak için. “Peki.” der Ferhat ve başlar çalışmaya. Zora dağlar dayanmaz, demişler. Ferhat
             da bütün gücüyle çalışmaya başlar. Nihayet işin sonuna yaklaşır. Suyun Amasya’ya gelmesi gün mese-
             lesidir. Ferhat’ın içinde Şirin’in aşkı, elinde kayaları parçalayan gürzü, suyu şehre getirme azmi... Ama
             komazlar ki sevdalılar kavuşsun. Bir kadın varır Şirin’in yanına, sanki dünyalar başına yıkılmış gibi
             perişan bir hâlde söze başlar:
             “Ah kızım, sorma başımıza gelenleri... Ferhat suyu getiremedi.”
             (...)
             Şirin nasıl dayansın böyle bir acıya, o nazlı kalp nasıl atar bundan sonra. Artık Şirin’e de yaşamak ha-
             ramdır, o da kıyar canına. Cadı ise işini başarmıştır; şimdi sıra Ferhat’tadır. Varır Ferhat’ın yanına.
             Üzüntülüdür, mahzundur, nerdeyse dili tutulacaktır, bir türlü söyleyemez Ferhat’a:
             “Ferhat, Bey kızını başkasına verdi, sen daha niye çalışırsın?”
             Dağlar Ferhat’ın başına yıkılır. Bundan sonra su getirmesinin de bir manası yoktur artık. O da kıyar tatlı
             canına oracıkta.
             Derler ki Ferhat Dağı’nın tepesinde üç mezar vardır. Yaz gelince bunlardan yan tarafta olanlarından iki
             gül fidanı biter. Biri kırmızı, biri beyaz açar. Ama tam kavuşacakları sırada ortadaki mezardan bir diken
             çıkıp bu kavuşmaya engel olur. Anlattıklarına göre bugün Ferhat’ın getirdiği suyun aktığı yerler hâlâ
             görülmekte ve oralara Ferhat Arası denilmektedir.
                                                                         Saim Sakaoğlu, 101 Anadolu Efsanesi
             1.  Amasya Beyi’nin, güzelliği dillere destan olan bir kızı vardır; bu güzel kızın adı Şirin’dir. Kimler talip
                olmaz ki bu güzel kıza. Ağalar, beyler, daha kimler kimler... Bir de garip Ferhat vardır, o da âşık olur
                Şirin’e. Ama kızın babası hiç verir mi Ferhat gibi fakirin birine. Vermez elbet. Ferhat öyle sıradan bir
                âşık değildir, delicesine sevmektedir Şirin’ini. Amasya Beyi, kızını Ferhat’a vermeyecektir ama yine de
                zor bir şart ileri sürmekten kendini alamaz.

                Metinden alınan bu bölümde geçen altı çizili deyimlerin yerine başka kelime veya kelime grupları
                getirildiğinde anlatımda herhangi bir değişiklik olur mu? Açıklayınız.











                                                                                                   321
   318   319   320   321   322   323   324   325   326   327   328