Page 477 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 477

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10        231

             6.ÜNİTE > Tiyatro  Kazanım A.3.6: Metindeki şahıs kadrosunun özelliklerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                          Tiyatro Kişileri                             20 dk.
             Amacı     Metindeki karakterlerden hareketle insan davranışları hakkında çıkarımlarda bulunabilmek.  Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                      Yaşamak
              (…)

              BABA: Efendilik gözde kara gözlük, ayaklarda cilalı çizmelerle çalımlı çalımlı dolaşmakla oluyorsa,
              oh ne âlâ...

              ADAM: Canım işte misali meydanda. Görmezlikten gelinmesin... Siz yerinizde sayıp duruyorsunuz;
              adam üç yılın içinde o bakımsız, verimsiz topraklar üstünde koskoca bir çiftlik kurmuş... Köşk gibi
              çiftlik evi de cabası. Hem sonra, sık sık da hatırınızı sormaya gelirmiş; yengem söylüyor.
              BABA: Eh işte, arada komşuluk hatırı diye bir şey var. Onu da mı yapmasın?..

              ADAM: Acaba sırf bunun için mi uğramakta dersin?
              BABA: Ya ne için olacakmış? Gelir, oturur, kitaplardan neyi, beş para etmez şeylerden laf eder du-
              rur. Benim uykum gelir; yengen işine dalar; yalnızca bizim kız, zavallıcık, dakikalarca ağzı açık onu
              dinler durur.

              (…)
              ADAM: Peki sen? Sen hiç deniz gördün mü?

              BABA: Yooo, görmedim. Görmek istediğim de yok. (Sessizlik; sonra) Kalk gidelim eve gayrı. Hoş
              gelmişin. Başımız sağ olsun tabii ki. Evdekiler seni beklemekteler herhal...

              ADAM: Yok, iyi burası. Şuraya oturayım da... Ohh. Samanların üstü pek rahat.
              (Gök gürlemesi)
              BABA: Oh, yağmur geliyor. İyi, çok iyi...

              ADAM: Bak ne diyeceğim: Başka insanlar ne yapıyorlar? Nasıl yaşıyorlar? Dünleri bugünlere ben-
              ziyor mu? Birbirleriyle niye uğraşıp duruyorlar? Neden birbirlerini öldürüyorlar; bir millet ötekine
              neden savaş açıp durmakta mesela? Sonra yeniden ve eskisinden daha heyecanla yaşamaya, hayatla-
              rına devam etmeye başlıyorlar? Bunlardan birinden birini sahiden hiç merak etmedin mi? Etmiyor
              musun? Şu dağın arkasındaki, başka dağların tepelerin ardındaki topraklarda ne ekiliyor, ne biçili-
              yor; bunu hiç öğrenmek istemiyor musun?
              BABA: Başka insanlar ne isterlerse onu yapsınlar. Bana bulaşmasınlar da... Benim dünyam bana yeter.

              ADAM: Halbuki kızının yürüyebilmesi, oğlunun ilerlemesi, kendinden ve senden memnun kalması,
              yengemin yaşadığını hissedebilmesi, senden hoşnut kala kala seni sevmesi, sevip bağrına basabilmesi
              için başkalarına muhtaçsın. Onlardan bazı şeyler almaya muhtaç kaldığın kadar onlara hem de seve
              seve bir şeyler vermeye de mecbursun.

              (Gök gürlemesi, simsek çakması ve sessizlik)
              BABA: Pekiii, söyle bakalım; sen başkalarına ne verdin?

              ADAM: Başkalarına ne mi verdim? Doğru. Yaşamak için duyduğum büyük zevk ve hayranlıktan,
              bütün büyük ve güzel şeylere karşı içimde beslediğim derin sevgiden, daha iyi, insana daha layık bir




                                                                                                   475
   472   473   474   475   476   477   478   479   480   481   482