Page 495 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 495
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 240
6.ÜNİTE > Tiyatro Kazanım A.3.9: Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Tiyatroda Değerler Eğitimi 15 dk.
Amacı Metinden hareketle millî değerleri ifade edebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları tiyatroda değerler eğitimini dikkate alarak cevaplayınız.
(Metin düzenlenmiştir.)
Vatan yahut Silistre
(İslam Bey kendisini tutamayarak atılır.) — Gideceğim.
(Zekiye yanına koşup sözünü keserek) — Önce beni öldür.
(…)
(İslam Bey ısrarlı bir ağırbaşlılıkla) — Gideceğim, gideceğim, gideceğim, yoluma cehennemin ateş-
leri saçılsa yine gideceğim, göğsüme Azrail’in pençesi dayansa yine gideceğim, babamın mezarını
çiğnemek gerekse yine gideceğim, ninemin vücudu ayağımın altında ezilecek olsa yine gideceğim,
gerçekten benim için öleceğini bilsem yine gideceğim.
(Zekiye öfkeyle gezinerek sesi işitilecek tonda kendi kendisine) — Ah, inanmıyor! Kendi için öleceğime
inanmıyor. Belki öldüğüm zaman da inanmaz. (Öfkeyle İslam Bey’e dönerek) Gideceksin, niçin gide-
ceksin?
(İslam Bey ağırbaşlılıkla) — Kandil geceleri kabristan ziyaretine gidersin a.
(Zekiye öfkeyle) — Giderim, sonra?
İslam Bey — Hiç benim ocağımdan oralarda yatar adam gördün mü? Atalarımdan kırk iki şehit adı
bilirim, rahat döşeğinde ölmüş bir adam işitmedim. Anladın a! Bir adam işitmedim. Devlet savaş
açmış. Düşman sınırda şehitlerimizin kemiklerini, topraklarını çiğnemeye çalışıyor. Hiç nasıl olur
ki düşmanın silahı vatana çevrilsin de karşısında önce benim göğsümü bulmasın? Hiç nasıl olur ki
vatan tehlikede bulunsun da ben evimde rahat oturayım? Hiç nasıl olur ki devlet yerinden oynasın
da ben mıhlanmış gibi burada kalayım? Hiç nasıl olur ki vatan sevgisi her şeyden kutsal olsun da ben
senin aşkınla uğraşayım? Hiç nasıl olur ki dünyada her şeyin ilerlediğini bilip dururken ben babam-
dan, atalarımdan aşağı kalayım? Vatan! Vatan! Tehlikede diyorum. İşitmiyor musun? Beni Allah ya-
rattı, vatan büyüttü. Beni Allah besliyor, vatan için besliyor. Ben anamın karnından vatana geldiğim
vakit, vatan karnımı doyurdu. Çıplaktım vatan sayesinde giyindim. Vatanımın nimeti kemiklerimde
duruyor. Vücudum vatanın toprağından, nefesim vatanın havasından. Vatanımın uğrunda ölmeye-
ceksem ya ben niçin doğdum? Ben adam değil miyim? Görevim yok mu? Vatanımı sevmeyeyim mi?
Ah, vatanını sevmeyen adamdan sana nasıl sevgi bekleyebilirsin?
Zekiye — Eğer vatan, vatan olunca ben ne derim? Ben, ben ne diyebilirim? Git! Git beyim! Dünyanın
bu hâli de varmış. Ben vatanı bilirdim, ben vatan sözünü işitmiştim. Ancak iki yüreği birbirinden
koparır sanmazdım. Benim gönlümü kopardı, hâlâ içime kanlar akıyor. Gözümle görmüş gibi bili-
yorum. İstediği kadar aksın. Git beyim! Ben olsa olsa iki damla yaş dökerim. İzin vermezsen onu
da dökmem, gönlümde saklarım. İsterse her damlası bir zehir olsun. Kavgaya gideceksin değil mi?
Vatanın için gideceksin değil mi? Beni de unut, dünyayı da unut. Ben, ben bir mektubunu dahi iste-
mem. İnşallah esenlikle gelirsin. O vakit burada bir kul bulursun. Ben her vakit kulunum… (Şiddetle
ağlayıp yere kapanır.)
İslam Bey — Bari ben tekmil edeyim. Eğer vatanım için şehit olacak kadar bahtım varsa o zaman sen
de istediğin adamı seçebilirsin.
Zekiye — Allah yüz bin kere canımı alsın… Sen şehit olursan mı? O vakit benim dünyada ne ilgim
493