Page 497 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 497

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10        241

             6.ÜNİTE > Tiyatro  Kazanım A.3.10: Metinde edebiyat, sanat ve fikir akımlarının yansımalarını değerlendirir.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                 Yazarın Edebî Kimliğini Tanıyorum                     25 dk.
             Amacı     Metinden hareketle yazarın hangi edebî gelenek ve sanat akımlarından etkilendiğini belirleyebilmek.  Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                   Ferhad ile Şirin
              Ha köle, ha şah olmuşsun,
              Ha ağlamış, ha gülmüşsün,
              Yıldızların umrunda mı?
              Ha yaşamış, ha ölmüşsün ...

              (…)
              SEMERKANTLI: (Şerif’e) Mecnun’u biliriz, Leyla’nın aşkıyla çöllere düştü, ah u zar etti, kara taşlara
              çaldı bağrını. Âşık dediğin böyle olur sanırdık: boynu bükük, gözü yaşlı. Halbuki sizin Ferhad ağlayıp
              sızlamaz ...

              ŞERİF: Yapışıp yüz batmanlık gürzün sapına dağları deler, suyu akıtmak için ...
              SEMERKANTLI: … minelgaraip ...
              BİRİNCİ GENÇ KIZ: Bugün de yüzünü göremezsem...

              İKİNCİ GENÇ KIZ: Ben gördüm ... Geçen sene ...
              BİRİNCİ GENÇ KIZ: Çok mu güzel? O da seni gördü mü?

              İKİNCİ GENÇ KIZ: Bir yığın insandık ...
              BİRİNCİ GENÇ KIZ: Seni görseydi, belki de Şirin’i unuturdu ...
              İKİNCİ GENÇ KIZ: Alay mı ediyorsun? Hıh ... Şirin de o kadar güzel mi sanki?
              ŞERİF: (Semerkantlı’ya) Sen şimdi şu yolu tutup (Karşıyı, sağ tarafı gösterir) doğru gidersin, karşına
              bir mescit çıkar, onu geçer, soldaki ilk sokağa saparsın, orda Alizade’nin hanı vardır, oğluna benden
              selam eder, kalırsın.
              SEMERKANTLI: Peki, sen?
              (Bu esnada kalabalık soldan çıkmış ve perde önünde Semerkantlı’yla Şerif yalnız kalmışlardır.)

              ŞERİF: Ben Ferhad’a gideceğim. Babası vardır Behzad Usta, on yıldır dargın oğluna. Nakkaşlığı bı-
              raktı diye Ferhad’ı bir türlü affedemiyor. Kandırdım ihtiyarı, oğluna götüreceğim. Zaten artık hasre-
              tine de dayanamıyordu ya ... Atla gideceğiz, güneş doğmadan varırız ... Haydi Allahaısmarladık

              SEMERKANTLI: Yok, ben de geleceğim.
              ŞERİF: Gel... İnşallah güneş doğmadan yetişiriz de tanıştırırım sizi
              SEMERKANTLI: Ben gürzünün sesini dinlemeye de razıyım ...

              (Çıkarlar.)
              PERDE 3, SAHNE 1
              (Demirdağ’da yayla. Solda dipte, pınarın kaynadığı ve Ferhad’ın içinde çalıştığı mağaranın ağzı.
              Ağaçlık. Uzaklarda orman. Ön planda boyları gitgide küçülen, sırayla dikilmiş on bir kavak. On
              birinci kavak henüz fidan halindedir. Ferhad onu o gün dikmiştir. Ortalık erken şafak vakitlerinin



                                                                                                   495
   492   493   494   495   496   497   498   499   500   501   502