Page 569 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 569
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 277
7.ÜNİTE> Anı (Hatıra) Kazanım A.4.10: Metinde yazarın bakış açısını belirler.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri: Okuma Becerisi
Etkinlik İsmi Anlatan Kim? 20 dk.
Amacı Öğretici metinlerde yazar ve anlatıcının aynı kişi olduğunu fark edebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları metne göre cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Mavi Sürgün
(…)
Annemin Taksim’deki binasının ilk katını bir İngiliz subayı işgal etmişti. Altı oda mıydı ne? İngiliz
cihet-i askeriyesi aylık kirayı altı lira olarak saptamıştı. Fakat Terkos şirketi suyu kesince subay dı-
şarıdan kovalarla su getirtiyordu. Bu su parası kiradan düşülünce annem borçlu çıkıyordu. Aradan
bir yılı aşan bir zaman geçtikten sonra annem şikâyet komisyonuna gidip durumu bildirmemi rica
etti. Şikâyet komisyonu yani “Claims commissiotı” Pangaltı’daki eski Harbiye Mektebindeydi. Orası
yabancı kuvvetler tarafından işgal edilmişti. Bir gün, vaktiyle Harbiye Mektebi olan binanın kapısına
vardım. Kapıda askerler nöbet bekliyorlardı. Kapıdan yanıma bir polis taktılar. Bana yolu göstermesi
için değil fakat bir fena niyette bulunmayayım diye. Uzun bir koridordan geçtik. O koridorda mer-
mer levhalar üzerine Harbiye’den subay çıkıp savaş meydanlarında şehit olanların adları oyulmuştu.
Üzüldüm. Şikâyet komisyonu odasına vardım. Komisyon, topu topu bir İngiliz onbaşısından ibaret-
miş; ona durumu anlattım. Birdenbire herif yüzüme tabanca patlatırcasına “Sen kendini beyaz insan
mı sanıyorsun?” diye haykırdı. Ben de “Senin kadar beyazım!” dedim. Hemen herif cebinden bir
düdük çıkartıp aceleyle öttürdü. Binanın uzak, yakın çeşitli odalarından başka düdük sesleri buna
cevap verdi. Demek ki gelen şikâyetçiyi korkutmak için böyle bir tertibe başvuruyorlardı? Arkamı
dönünce arkamda on kadar asker sıralanmış olduğunu gördüm. Ses çıkarmadım. “Hiçbir diyeceğim
yok, haklısınız.” dedim, o koridordan geçerek çıkıp gittim. O sırada bir arkadaşla konuşurken arka-
daş İstanbul’dan, şehir hâlâ bir Türk şehriymiş gibi söz ediyordu. Kendisine çok yanıldığını, Fatih’in
beş yüz yıl önce İstanbul’u fethettiği gibi biz de şimdi şehri ikinci kez fethetmezsek şehrin bir Türk
şehri sayılamayacağını söyledim. İşin gerçeği bundan ibaretti.
Halikarnas Balıkçısı, Mavi Sürgün
Kelime Dağarcığı:
cihet: Yön, yan, taraf. tertip: Uygun bir sıraya, düzene koyma, sıralama; hile, düzen, komplo.
1. Okuduğunuz metinde anlatıcı kimdir? Metinden cümle örnekleri bularak açıklayınız.
2. Öğretici metinlerde anlatıcının okurda gerçeklik duygusu uyandırmasıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
567