Page 737 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 737

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          361

             9.ÜNİTE> Gezi Yazısı     Kazanım A.4.11: Metinde fikrî, felsefi veya siyasi akım, gelenek veya anlayışlarının yansımalarını değerlendirir.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi

             Etkinlik İsmi                     Fikir, Sanat ve Anlayış                               25 dk.
             Amacı      Metindeki fikir, gelenek ve anlayışın yansımalarını değerlendirebilmek.            Bireysel


             Yönerge  Aşağıda verilen metni okuyunuz. Soruları, metni göz önünde bulundurarak cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                       Baku

             Üç saat süren uçak yolculuğundan sonra Baku havaalanına indik. Otomobillere atlayıp şehrin yolunu
             tuttuk. Az sonra petrol kuyuları başladı. Bu görüntüyü size nasıl anlatsam?

             Göz alabildiğine bir düzlük düşünün, bu düzlük üzerinde hiç ağaç yoktur, yalnız ve yalnız kuyular,
             madeni kuyu kuleleri, kuyular, kuyular, kuyulardan bir orman... Yakınlarından geçtiğimiz kuyulara
             bakıyoruz, bir tek insan göremiyoruz, hepsi de kendi kendine işliyor. Bırakılmış bir şehir sanki. Aziz
             Nesin’in dediği gibi ürküntü veriyor insana. Sovyetler Birliği’nin daha birçok yerinde petrol vardır,
             ama yeni bulunanları da katın, Baku petrolünün niteliğine hiçbiri ulaşamıyormuş.
             Geniş asfalt caddeleriyle şehir başlıyor. Büyük yapılar, ağaçlıklı yollar, alanlar, alanlarda yonutlar...
             Genceli Nizami’nin yonutu, Fuzuli’nin yonutu, Azerbaycan’ın tanınmış ozanı, birkaç yıl önce ölmüş
             olan Samed Vurgun’un yonutu.

             (…)
             Bakulular:
             −Kaç ay kalacaksınız? diye soruyorlar.

             Birkaç gün için geldiğimizi, buradan Taşkent'e, Semerkant'a gideceğimizi söylüyoruz. Üzüldükleri bel-
             li oluyor. Gılman Musa, düşünceli, vakur bir adam. Daha ilk akşamdan edebiyat tartışmasına girdik.
             İçtenliğini, dostluğunu hep anacağım. Sevimli genç ozan Adil Babayef de öyle, Türkiyeli meslektaşları
             ile tanıştığı, danıştığı için sevinçli; ilk şiirini Samed Vurgun’a okumuş, beğendirmiş, ondan sonra ki-
             tapları çıkmağa başlamış... Yeni akımın temsilcilerinden. Azerbaycan şiirinde yeni akımı, özgür ko-
             şuktan yana olanlar temsil ediyor. Bir de eski ozanlar, aruzcular varmış. Aralarında bir çekişme olduğu
             anlaşılıyor. Bana da soruyorlar, “Özgür koşuk mu, yoksa aruz mu?” diye. Yeni akımın sürükleyicisi,
             görkemli ozan Resul Rıza’dır.
             (…)

             Bilimler Akademisindeki sayın bilginler,
             −Dile müdahale edilmez, diyorlar, dil kendi kendine değiştiği kadar değişir, yavaş yavaş...

             Bu kanılarına destek olarak da, halkın anladığı bir dili değiştirmenin yanlış olduğunu ileri sürüyorlar.
             Oysa Azer dilinde Farsça sözcükler çokçadır, böyle olduğu için de eski ozanlarının yazdıklarını Azer-
             baycan halkının kolayca anladığı iddiası bizi pek kandırmıyor. Soruyoruz.
             −Anlar, diyorlar.

             Bunun üzerine Fuzuli'den beyitler okuyoruz, “Bunu ve benzerlerini kolayca anlar mı Azerbaycan hal-
             kı?” diye soruyoruz. “Anlamaz elbet” anlamında gülümsüyorlar o vakit.

             Aziz Nesin:
             − Sizde de bizim gibi düşünenler çıksa? diye sordu, Azerbaycan dilini özleştirmeye kalkanlar çıksa?
             Bir bilgin (sanırım bir tarihçi idi):





                                                                                                   735
   732   733   734   735   736   737   738   739   740   741   742