Page 741 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 741
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 363
9.ÜNİTE> Gezi Yazısı Kazanım A.4.12: Metni yorumlar.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Konuya ve Okuyucuya Yönelik Tavır 25 dk.
Amacı Metindeki açık ve örtük iletileri yorumlayabilmek. Metinle ilgili tespitlerini ifade edebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Soruları metinden hareketle cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Üsküp’ü Gezmek
(…)
Mustafa Paşa Camii, Üsküp’ün ilk camilerinden. 500 yıllık. 1963’teki o sert depremden bu yapıların
çoğu etkilenmemiş. Fakat insanoğlunun o bilinen barbarlığından da çoğu kurtulamamış. En yerinde
değerlendirme koruma ise Tito dönemi Yugoslavyası’nda yapılmış. Eski eserlerin çoğu onarım göre-
rek, değerlerini zedelemeyecek işlevsel konularda kullanılmış; müze, kültür merkezi, halk sanatlarının
sergilenmesi gibi... Bundan ötürü de günümüze daha bakımlı bir biçimde uzanabilmişler.
Bir iki caminin kapı alınlığı ile revakları birleştiren bölümüne de, Vardar Nehri üzerindeki güzelim
Osmanlı köprüleri çizilmiş, kimine de Kâbe resmi. Bu resimlerin arka fonunu, bir yaz sıcaklığının
duruluğunu taşıyan renkler oluşturuyor. Zamanla dökülen kısımlarına onarmak amacıyla dokunanlar
başarılı olamamışlar. Fırça darbeleri kalın izler bırakarak o saydamlığı kırmış. O bilinmez ustaların
elinden çıkmış, bu çevreyi görme anlatma gücüyle dolu çalışmalar, herhangi bir el atmayı kabul etmi-
yor.
İsa Bey Camii, 15. yüzyıl. Bir büyük kütüphane ve türbeden oluşuyor. Osmanlı Balkanlar’dan çekil-
diğinde, kitaplık da kapatılıyor. Caminin yana uzanan bahçesinin, küçük çarşıya açılışı da, onu gelip
geçilen bir yer yapmış, zaman içinde. Bu da hem camiye, hem mezarlığa, hem de mezar taşlarına ayrı
bir özellik kazandırıyor. Çoğunlukla bizde de böyledir. Camilerimiz, mezarlıklarımız kente karışmış-
tır. Bu, onların günlük hayatımızdaki alçakgönüllü duruşlarından ötürü ölüm ve sonrası için daha
yumuşak yorumlar yapmamızı da sağlar.
(…)
Gezdiğimiz her noktada, geçmişten gelen özgün kültür anıtlarının bir süre daha korunmazsa yıkılıp
bitecek örnekleri var. Bunlardan biri de caminin yanındaki saat kulesi. Zamanı gösteren bölümü, sö-
külüp çalınmış. Osmanlılar zamana çok değer veriyorlarmış belli ki. Rumeli’de bu saat kulelerinden
çok yere yapmışlar, çünkü.
Öğlende Türk Mahallesi’nde çarşıda yemek yiyoruz.
Türkçe ile binlerce kilometre daha aşacağımızı henüz bilmiyorum. Ama kısa bir süre sonra öğrenece-
ğim. Yemekten sonra gidip konuşacağımız Üsküplü aydınlar var.
(…)
Salih Bin Şerif’in dizeleri geliyor aklıma:
Bana Bosna’dan var mı haberiniz
Rumeli, Rumeli’den var mı haberiniz
Bosna-Hersek’e gidilecek, elbette.
Burası oraya uzanan yolun ilk basamağıdır.
Osmanlı Rumeli Beylerbeyi’nin eyalet merkezine gidilmez mi, hiç...
Rumeli’ye geldimse, Rumeli’yi görmek, Rumeli’yi dinlemek içindir.
(…)
Füruzan, Balkan Yolcusu
739