Page 259 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 259

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          127

             5.ÜNİTE > Sohbet ve Fıkra  Kazanım A.4.4: Metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                        Karşıt Düşünceler                              20 dk.
             Amacı      Ana düşünce ve yardımcı düşünceler arasındaki ilişkiyi açıklayabilmek.   Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                         5
              Varlık’ın şubat sayısında Yaşar Nabi, “Bir Genç Şaire Mektup” adlı yazısında günümüz şairlerini, ser-
              best nazmı savunuyor. O genç şair, birkaç şiiri ile birlikte gönderdiği mektupta şöyle demiş:
              Şimdi moda olan tarz benim yazdığım değil. Hayatın her cephesinde olduğu gibi asrımızda her şey
              kolaylığa, basitliğe doğru gidiyor. Tabii şiirde de bu ruh hâkim: İlhamı kolayca ifade edilivermek, ifade
              edişte her türlü güçlüklerden, şekilden, hünerden kaçınmak.
              Yani o delikanlı, serbest nazmın kolay, vezinli kafiyeli şiirler yazmanın ise güç olduğunu sanıyor.
              Hele aruz! ... O vezni kullanmak olsa olsa büyük ustaların elinden gelir. Kendisi de beceriyormuş o
              işi. Demek ki...

              Bugün pek çok onun gibi düşünenler. “Düşünenler” dedim ya, bana bir tuhaf geldi. Bu düşünce
              düşünmekten değil, düşünmemekten doğar da onun için. Bir adam o kurallara uyarak, onların sağ-
              ladığı kolaylıklardan faydalanarak yazılar yazıyor, onun yaptığı zor bir iş. Beri yanda başka bir adam,
              kurallara uymaksızın, salt kendi emeği ile bir ahenk bulmaya çalışıyor, onun yaptığı iş kolay... Buna
              “düşünmemek” denmez de ne denir?

              Şunu da söyleyeyim: Vezinli kafiyeli şiirler yazmanın mutlaka kolay olduğunu ileri sürmüyorum:
              Güzel bir biçim, şekil yaratmak daima zordur, ancak birkaç kişinin elinden gelir. Ama o delikanlı
              belli ki biçim ile kalıp’ın bir olduğunu sanıyor. Vezinli kafiyeli yazdınız mı, bir biçim yarattınız de-
              mektir... Nerede o bolluk, a iki gözüm? Kendisine iki beyit söyleyeyim, ikisinin de mazmunu bir. Biri
              Nedim’in: Ben olsam, mutrib olsa, bir kenar-i cuybar olsa... — Hoş imdi bir de farza bir cuvan-i şivekâr
              olsa! Öteki Galip’in: Daha ziyadesine yok tahammülü bezmin: —Mey ola, mutrib ola, tut ki bir de
              dilber ola! İkisi de vezinli, ama birinde biçim var, ötekinde yok. O iki beyti bir okusun, düşünsün on-
              ların üzerinde, biçim’in ne demek olduğunu o zaman sezer belki, sezer de serbest nazımla söylenmiş
              şiirlerin mutlaka biçimsiz olmadığını anlar. O kadarla da kalmaz, kendisinde de belki gerçek biçim
              kaygısı belirir: Şimdi moda olan tarz benim yazdığım değil gibi yanlış cümleler kurmaz, Şiirde de bu
              ruh hâkim gibi basmakalıp sözlerden kaçınır.
                                                                                            (Mart 1952)
              (…)
                                                                                 Nurullah Ataç, Dergilerde

             1.  Okuduğunuz metinde genç şairin öne sürdüğü düşünce ile Nurullah Ataç’ın vurgulamak istediği
                temel düşünceyi kendi cümlelerinizle ifade ediniz.

















                                                                                                   257
   254   255   256   257   258   259   260   261   262   263   264