Page 285 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 285
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 140
5.ÜNİTE > Sohbet ve Fıkra Kazanım A.4.10: Metinde yazarın bakış açısını belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Farklı Bakış Açıları 20 dk.
Amacı Öğretici metinlerde yazar ve anlatıcının aynı kişi olmasının metne etkisini açıklayabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Bir Ağaç Karşısında
Soğuk bir kış günü, karanfil almak için çiçekçi dükkânına girdim. Tatlı bir yaz hararetiyle ısıttırı-
lan bu yerin havası, nebatî usarelerin hafif, sert ve yeşil buğulariyle dolu idi. İstediğim çiçeklerin
destelenmesine kadar, bana gösterilen sandalyede oturdum. Mes’ut bir insanın hayâl evi gibi, iklim,
mevsim, yer ve zaman dışında meyl ve hevesin arzu edebileceği her türlü renkte otlar, yapraklar ve
çiçeklerle dolu olan bu âdeta sihirli dükkânda sessiz bir hayat ile nefes aldığı hissedilen karanlık
yapraklı, bodur bir hurma ağacından başka hiç bir şeyle meşgul olmadım. Hayâlim, sanki âciz bir si-
nekti ve nebatî örümcek onu birden ağlarında avlamıştı. Hareketsiz duran haşin ağaca baktım ve dü-
şündüm: Bir limonlukta hapsedildiği için, uzaklarda kalan diğer hemcinsleri gibi, öğle güneşlerinde
sıcak toprağa gölge salamayan, yağmurlarda ıslanamayan, fırtınalarda sarsılmayan, semayı, yıldızları,
ayı görmeye görmeye unutan şu ağaç, bulunduğu köşede acaba mes’ut muydu? En hakîr ottan, en
muhteşem çınara kadar her nebatın muhtaç olduğu hava ve ışıktan, kuş ve böcek ziyaretinden mah-
rum olarak, bu ağacın soba harareti ve insan nefesiyle yaşamaktan mes’ut olabileceğine hükmetmek
için kendimce makul bir sebep bulamadım.
Nebatların zekâsı hakkında büyük Maeterlinck’in (Matırlink) anlattığı akıllara hayret verici müşa-
hedelerden sonra, bir ağacı mes’ut veya muztarip tasavvur etmekte hiç bir garabet kalmıyor. Varlık-
ların sükûtuna aldanmamalı! Muztaripler yalnız “muztaribim” diye bağırabilenler değildir. Bilinmez
niçin, acıya hayat katan kudret, insandan başka hiçbir mahlûka acının sırrını açıklamak imkânını
vermemiştir. Her mahlûk, hayatın kanlı yollarında, boynuna geçirilen ve sesini boğan bir ağır “sükût”
zincirini sürükleyip yürüyor. Hiçbir beygir, hiçbir arı, hiçbir sinek, başının ağrıdığını veya midesinin
bulandığını bize söyleyememiştir. Fakat bu cinsten bir ıztırabın gözü, başı, ağzı olan bir mahlûka
yabancı olabileceğini sanmak ne merhametsizliktir.
(…)
Ahmet Haşim, Bir Ağaç Karşısında
Kelime Dağarcığı
hakir: Aşağı görülen, değersiz. haşin: Sert, kırıcı, gönül kırıcı. muzdarip: Izdırap ve acı çeken. nebatî: Bitki ile ilgili, bitkisel.
usare: Öz su.
1. a) Okuduğunuz metni, anlatıcısı ve bakış açısı bakımından değerlendirdiğinizde neler söylersiniz?
Düşüncelerinizi yazınız.
283