Page 283 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 283
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 139
5.ÜNİTE > Sohbet ve Fıkra Kazanım A.4.10: Metinde yazarın bakış açısını belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Bir Başka Gözle Bakmak 25 dk.
Amacı Yazarın, bakış açısıyla okuyucuyu yönlendirebileceğini kavrayabilmek ve metni yazarın bakış açısından Bireysel
değerlendirebilmek.
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Bir ve İki Yüzlü Bıçak
Eski bir filozof hayatın her hadisesini bıçağa benzetirmiş: Eğer bu hadiseyi elinizi kesmeyen tarafın-
dan tutabilirseniz yaralanmaz ve nikbin yaşarsınız. Her şeyden şikâyet edenler, bir hadiseyi daima
yaralayıcı tarafından tutanlardır. Başka bir filozof da diyor ki: “İşte hafif bir yağmur; sokaktasınız,
şemsiyenizi açıyorsunuz; “ne pis hava!” demenin manası var mı? Niçin: “Oh! Ne güzel rahmet demi-
yorsunuz?” “İnsanlar da yağmur gibidir. Fakat bu o kadar kolay değil diyeceksiniz; kolaydır. Hatta
yağmur karşısındaki nikbinliğinizden daha kolaydır. Çünkü yağmura karşı tebessümünüzün sizden
başka hiç kimseye ve yağmura tesiri yoktur; fakat insanlara gülümserseniz onların can sıkıntılarını ve
kederlerini azaltırsınız. Başkalarını mazur görmek için idman yapınız. Mark-Aurele her sabah kendi
kendine dermiş ki: “Ben bugün kibirli bir adama, bir yalancıya, bir insafsıza, can sıkıcı bir gevezeye
tesadüf edeceğim; fakat hepsini mazur görmeliyim, çünkü bu hallerinin sebebi cehalettir.” Bütün bu
sözler ne kadar doğru değil mi? Doğrudur, fakat yerine göre. Ben her okuduğum şeyin telkinine der-
hal kapılmak istemediğim için eski filozofun, öteki filozofun ve “Mark-Aurele”in söyledikleri üstün-
de biraz düşünmek isterim. Şüphesiz hayatın her hadisesi bıçağa benzer ve bir felaketi andıran nice
vakalar vardır ki bunları keskin olmayan tarafından tutabilirsek zararlarından kendimizi korumuş
oluruz. Fakat bazı hadiseler de vardır ki iki yüzü de keskin birer bıçaktırlar ve hangi yüzünden tut-
sanız mutlaka yaralarlar. Size bunlardan yalnız birinin ismini söyleyeyim, yetişir: Ölüm! İşte bütün
ümitlerimizi birden kesen iki yüzlü bıçak. Eski filozof bunu niçin görmemiş?
(…)
Hayatta güneşin bütün renkleri vardır. Viktor Hugo daha güzel söyler: “İnsanların matemlerinde
beraber ağlayınız, düğünlerinde beraber gülünüz!” Cenaze alaylarında bile bize gülmeyi tavsiye eder
gibi görünen nikbin filozoflar, devamlı bir tebessümün ahmaklık işareti olduğunu ve ızdırapsız te-
fekkür olamayacağını galiba unutmuşlardır. Fakat bunun gibi devamlı bir somurtkanlık da Allah’a,
güneşe ve hayata karşı nankörlüktür ve belki o somurtkanlığın devamı da bu nankörlüğün cezasın-
dan başka bir şey değildir.
Peyami Safa, Bir ve İki Yüzlü Bıçak
Kelime Dağarcığı
mazur görmek: Hoş görmek. nikbin: İyimser. tefekkür: Düşünme, düşünüş. telkin: Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama.
1. Sizce yazar, bu metni niçin yazmış olabilir? Metinde yazar ile anlatıcının aynı olması metnin anla-
tımını nasıl etkilemiştir?
281