Page 331 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 331
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 163
6.ÜNİTE > Roman Kazanım A.2.7: Metindeki zaman ve mekânın özelliklerini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Romanda Zaman ve Mekân Algısı 25 dk.
Amacı Metin, okur, zaman ve mekân arasındaki ilişkiyi ifade edebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Kaplumbağalar
(…)
“Eskiden beri bu köy hep böyle mi acaba Abbas emmi? Üç yüz yıldır hep susuz, ağaçsız? Irauf hoca
konuşurdu bizim korsta: “Bu topraklar üç yüz, beş yüz yıldır susuz, ağaçsızdır! İnsanoğlu suları ku-
ruttu, ağaçları farıttı!” Irauf hoca böyle derdi. Emme Tozak kırının Mahmudiye kırından heç far-
kı yok. Mahmudiye’de “çanak kurutan” yelleri eserdi Abbas emmi, bak burda da esiyor. Yelleri bile
aynı...”
Rıza, Kır Abbas’a döndü iyice:
“Ben diyorum ki, bu topraklarda bağ olur Abbas emmi! Çünkü neden? Her şeyi Mahmudiye topra-
ğının aynı...”
Rıza’nın ne demek istediğini anladı Kır Abbas:
“Ulan Irıza, lâfı dolandırır dolandırır konuşursun! Sabahtan beri... a emmim! Bağ dediğin bakım
ister. Bakım oldu mu kıraç yerlerde de bağ olur... derler! Neye olmasın?”
Rıza, Kır Abbas’a iyice yanaştı:
“Ben ne diyorum bak Abbas emmi; şu Purluk var ya, bağ için bire bir burası! Gözel bağ olur... İş ki
komşuların aklı ersin bu işe...”
“İşte orasını bilemem!” dedi Kır Abbas. “Emme Purlukta bağ olacağına aklım erer. Hemi de gözel
bağ olur, Irıza...”
Rıza kendi kendine konuşur gibiydi gene. “Bir karış altı pur taşı! Onu ne yapacağız?” “O zaman
kötü!” dedi Kır Abbas. “O taşlar asmayı sıkar!”
Rıza:
“Otların aynı olması çok eyi! Eyi olmayan sadece pur taşları. Ben sana bir şey deyim mi Abbas emmi,
pur taşı olsa da, olmasa da, bağ yapacağım yeri beline kadar kazıp altüst edeceksin, şart bu!..”
“Çukur kazacaksın yani, haaa?”
“Yoo, her yerini, her yerini tüm kazacaksın!”
“Bütün tarlayı mı?”
“Bütün tarlayı!”
Kır Abbas ellerini birbirine vurdu:
“Get ulan!” dedi. “Olacak iş mi? Bütün tarla nasıl altüst edilir? Sadece asma dikeceğin yerleri alt üst
etsen yeter! Her yerini altüst etmenin sebebi ne?”
“Irauf hoca derdi ki, “Altüst edilmiş toprak, suyu toplar, hemi de saklar!”
Irauf hoca derdi ki, “Her bitkinin kökü, hem derinine, hem yanına, çok gider. Bu otların, ekinlerin
kökü, gözle gördüğümüz kadar değildir. Bitkilerin kökü kıldan incedir ki, dünyayı dolaşır... Bitkiler
topraktaki suyu bu köklerle emerler...” Bu işleri eyi bilirdi Irauf hoca...”
(…)
Fakir Baykurt, Kaplumbağalar
329