Page 333 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 333

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          164

             6.ÜNİTE > Roman  Kazanım A.2.7: Metindeki zaman ve mekânın özelliklerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                         Zaman ve Mekân                                20 dk.
             Amacı      Metindeki zaman ve mekânın özelliklerini tespit edebilmek.               Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                 Fikrimin İnce Gülü
              (…)

              Bu girişi yol boyu bambaşka düşlemişti. Önünde, yanında yöresinde hiçbir oto, hiçbir kamyon, kam-
              yonet ya da şu tren gibi uzun TIR’lardan bir teki bulunmayacaktı. Sınır kapısından çıkan herkese ve
              sınır kapısında görevli bütün memurlara karşı öyle, bal rengi, gıcır gıcır, süzülerek giriverecekti içeri.
              Kapıda yavaşlayacak, memurların, durması için ona saygıyla gösterecekleri yere doğru kayarak iler-
              leyecekti. Son yüz elli kilometrede bunu hep böyle düşünmüştü. Son otuz kilometrede ise, ön cama
              çarpıp kanayan en küçük sinek lekesini bile temizlemek için durmuş, dört kez de tozunu almıştı
              arabasının.
              (…)
              Sınır kapısından girdi. Kâğıtlarını memura, bir solucanın ürkek kayganlığı ile uzattı. Gözlüklerinin
              karanlığından gözlerinin tek ışıltısı seçilemeyen memur da, Bayram’ın Mercedes’i sanki herhangi bir
              Taunus, üç yıl, beş yıl öncesinin bir Ford’u, bir Volkswagen’iymiş gibi, yerli montaj Anadol’muş gibi,
              hiç önemsemesiz, ona ilerde bir yeri gösterdi:

              — Çek şuraya!
              (…)
              Yol, İnegöl’ün dışından dosdoğru Eskişehir’e uzanıyor. Bayram’sa kendini, hep o soğan kamyonunun
              bir önünde, bir ardında giderek, İnegöl’ün içine giren dar yolda buldu. Veli, amcası, Remzi abisi,
              Veli’nin küçük kızı, Afyonlu çimento tüccarı; hepsi İnegöl’ün taş döşeli yolları, dar, eski sokakları
              arasında yitip yitip gittiler. İnegöl’e girmesinin nedeni o soğan kamyonu mu? Açlığı mı? Yoksa asfal-
              tın tekdüzeliği ile kafasına üşüşenlerden bir süre için kurtulmak mı? Bir süre için yine bir şeylerden
              kaçmak, uzaklaşmak mı gerekiyordu? Remzi abisiyle bir kez mektuplaşmadı bile. Adresini, çeşit çeşit
              hesapların korkusuyla, özenle gizledi Ballıhisar’dan. Bu, amcasının hasta oluşu, geçende tatilden dö-
              nen Yaşar’ın haberi yine. Ona da Kezban’ın yengesi söylemiş. “Hayırsız çıktı Bayram. Nankör çıktı. . .”
              (…)

              Yarasa yarasa, bizi ancak geri götürmeye yarar bu hurda. Geri, Münih. O da, götürebilirse . . .
              Oralardaki yabancılığından bin beter bir yabancılık korkusu ansızın en çok ürkütüyor Bayram’ı.
              Sivrihisar önündeki o geniş dört yol ağzına geldiğinde, kendisini Münih’in Bahnof’una indiği ilk
              akşamkinden daha da bitkin, daha da korkular, tedirginlikler içinde buluyor. Köyünün dibinde yal-
              nız ve yabancı. Kendisini bu Mercedes içinde bu Bayram olarak görmekten kıvanç duyacak tek kişi
              düşünemiyor.
              Şimdi ne yana sapmalı?
              Yarın ne yapacağım?

              Yarın, ondan sonraki yarın, ondan sonraki yarın?..
              Kamyonlar, Murat Nakliyat’lar, Renault Nakliyat’lar; bisküvi, toz sabun, krem sabun, sıvı sabun, renkli
              gazozlar, meyve suları, şekerleme, kâğıt mendil, kâğıt peçete, buzdolabı, çamaşır makinesi, kolonya,



                                                                                                   331
   328   329   330   331   332   333   334   335   336   337   338