Page 128 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 128
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 66
4. ÜNİTE > Masal/Fabl Kazanım: A.2.2. Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönem ile ilişkisini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi HAYATIMIZDA MASAL 20 dk.
Amacı Masal türünün ortaya çıkışını ve ortaya çıktığı dönem ile ilişkisini kavramak. Metnin türlerinin ortaya çıkmasın- Bireysel
da sözlü ve yazılı kültürün, toplumsal değişimleri ve etkileşimleri belirleyebilmek.
Yönerge Binbir Gece Masalları’ndan alınan aşağıdaki masalı okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
ŞAH SİNBAD’IN ŞAHİNİ
Bir zamanlar Fars şahlarının içinde eğlenceye, bahçelerde gezmeye ve her türlü ava çok meraklı bir
şah varmış. Onun kendi eliyle yetiştirdiği ve gece gündüz terk etmeyip bileğinde tünettiği bir de şa-
hini varmış; ava gittiği zaman onu birlikte götürür, boynuna astığı ufak bir altın tastan su içmesini
sağlarmış.
Bir gün sarayında otururken kuşların bakımıyla ilgilenen görevli çıkagelmiş ve ona, “Ey yüzyılların
şahı, sanırım ava gitmenin tam zamanı!” demiş. Bunun üzerine şah hazırlıklara başlamış, şahini de
eline almış, yola çıkılmış; av ağlarının gerili bulunduğu küçük bir vadiye gelinmiş. Birdenbire ağa bir
ceylan düşmüş. Bunu gören şah, “Kim bu ceylanın kendi yanına yaklaştığını görür ve kaçırırsa onu
öldürürüm!” demiş. Görevliler ağı yavaş yavaş çekerek ceylanı şaha yaklaştırmışlar.
Ceylan ön ayaklarını göğsüne yaslayarak yere dayayıp arka ayakları üzerinde dikilerek sanki şahın
önündeki yeri öpmek ister gibi durmuş. Bunun üzerine şah, eğilerek ceylanı ürkütmek için ellerini
çırpmış; ceylan da şahın başı üstünden sıçrayarak uzaklara doğru koşmaya başlamış. Şah, maiyetine
dönüp baktığında birbirlerine göz kırpmakta olduklarını görmüş ve vezirine, “Bu askerlere ne oluyor,
böyle göz kırpıp duruyorlar?” diye sormuş; Vezir de “Sizin ceylanı kaçıranı öldüreceğinize dair etti-
ğiniz yemini hatırlatıyorlar birbirlerine!” yanıtını vermiş. Şah da “Doğru! Öyleyse bu ceylanı izleyip
yakalamamız gerek!” diyerek ceylanın izi üzerinde at sürmüş; şahin, ceylanı şaşırtmış; şah da attan
inip onu kesip hayvanın terkisine bağlamış. O sırada sıcak bastırmış; bulundukları yer, kurak ve su-
suzmuş. Şah da atı da susamışlar. Şah oracıkta gövdesinden yağ gibi koyu bir su akan bir ağaç görmüş.
Elleri deri eldivenlerle kaplı olan şah, şahinin boynundan tası alıp onu bu suyla doldurmuş ve kuşun
önüne koymuş; ama kuş pençe vurarak tası devirmiş. Şah tası ikinci kez doldurmuş ve kuşun susamış
olduğunu düşündüğünden bir kez daha onun önüne koymuş; ancak şahin ikinci kez pençe vurup tası
devirmiş.
Şah kuşa içerlemiş ama yine de tası üçüncü kez doldurarak bu kez ata su vermek istemiş; şahin kana-
dını çarparak tası tekrar devirmiş. Bunu gören şah, “Allah belanı versin uğursuz kuş!” diye haykırmış,
“Benim içmemi engelledin; kendini de mahrum ettin, atı da” demiş; şahinin kanadını kesmiş. Şahin
de başını kaldırmış ve hareketleriyle âdeta, “Bak ağaçta ne var!” demek istemiş. Şah, başını kaldırınca
ağacın üzerinde bir yılan görmüş; ağaçtan süzülen de onun zehri imiş. Bunu anlayan şah, şahinin
kanatlarını kestiğine pişman olmuş. Sonra kalkıp atına binmiş, birlikte ceylanı alıp götürmüş ve sa-
rayına ulaşmış. Ceylanı aşçıya vermiş ve “Al şunu pişir.” demiş. Sonra da kolunun üzerinde şahinle
tahtına oturmuş ancak pek az zaman sonra şahin bir kez hıçkırdıktan sonra ölmüş. Şah, şahinin
ölümüne çok üzülmüş.
(Düzenlenmiştir.)
Binbir Gece Masalları, Afa Yayınları, İstanbul, 1992.
(Hazırlayan: Attila Birkiye)
127