Page 310 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 310
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 158
7.ÜNİTE > Biyografi-Otobiyografi Kazanım: A.4. 5. Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme yollarını ve bunların işlevlerini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi ODASI DÜNYADAN BÜYÜK ADAM 25 dk.
Amacı Metinde kullanılan anlatım biçiminin seçilme nedenini belirleyebilmek. Metnin içeriğinden yola çıkarak metin- Bireysel
de kullanılan düşünceyi geliştirme yollarını tespit edip bunların metne katkısını kavrayabilmek.
Yönerge Aşağıda verilen metni okuyunuz. Soruları, metni göz önünde bulundurarak cevaplayınız.
(Alıntı metnin aslına sadık kalınmıştır.)
BEHÇET NECATİGİL
B. Psikolojik Dünyası Ve Bazı Özellikleri
(…)
Yalnızlıktan hoşlanan kişiliğinin bir sonucu olarak Necatigil, içe dönük bir mizaca ve dar mekân
psikolojisine sahiptir. İçe dönük, kendi kendine yeten, asosyal karakteri, onu dar mekânlarda bu-
lunmaktan ve çalışmaktan daha çok mutluluk duymaya yöneltmiştir. İçinde çalışmaktan mutluluk
duyduğu çalışma odaları dar ve küçüktür. Necatigil’in dar mekânla, sınırlılıkla özdeşleşen psikolojik
durumunu Hilmi Yavuz, odasından yola çıkarak şöyle irdeler: “Hayatını eşiyle, belki de daha doğru
bir deyişle odasıyla sınırlandırmıştır. Necatigil’in odası, onun zaten iyice darlaştırılmış olan kamusal
hayatına karşı özel hayatının içine yerleştiği alanı belirler.
Necatigil’in var oluşunu dar mekânla gerçekleştirme ve orada mutlu olma psikolojisi sanatına da
yansımıştır. Onun kişiliğinin bu boyutunu “Kutularda Sinek” adlı radyo oyununda “YAZAR” figürü-
nün ağzından şöyle verir: “Bu sofa, şu oda… Ülkem ve krallığım bunlar benim. Hayatımın en güzel
saatleri bu sofada, bu merdiven başında geçer. Ben bir balığım, bu küçük gölde yaşarım. Daire paydos
olur olmaz soluğu burada alıyorum…”
Dar mekân, şairin sanatçı kişiliğinin oluşum zeminidir. “Besinler” şiirinde şöyle der:
“İstemedi yoksa
Üvey sokak yerine öz anne cadde
Önünde geniş idi
Dar gururu besliyor”
Ancak zaman zaman bu psikolojik durumun verdiği tek düzelikten sıkılır. Çünkü insanın basma ka-
lıp bir ruhsal yapısı yoktur. İnsan, bünyesinde çelişkileri ve değişkenliği barındırır. Bir mektubunda
yukarıya aldığımız şiirin son mısraı olan “dar gururu besliyor” ifadesine değişik bir açılım getirir:
“Artık bütün yazları yazılara gömmekten öyle bıktım ki bu sonuncu olsa diyorum. Hiç tatil yaptığım
yok. Bilirsin. Hele şimdi evi değiştirmek niyetindeyiz. Dar gururu besliyor, ama için için kemiriyor,
oyuyor insanı. Şöyle rahatça bir yere çıkabilirsek azaltacağım har har çalışmaları.”
Sorumluluklar, şairi dar yaşantıya mecbur eder:
“Bu sınır, arada bir aşsak da
Çeker dar yaşamımıza bizi
Her şeyleri tamam bile olsa
Aklınız evde.”
(…)
Necatigil, utangaç ve sıkılgan bir kişiliğe sahiptir. Kalabalıklar önünde görünmeyi, şöhret olmayı, gü-
rültülü bir şekilde kendini reklâm etmeyi sevmez. O, içine kapanık kişiliğine bağlı olarak bu dünyada
yapacaklarını yapıp sessizce çekilip gitmeyi istemiştir. Bir soruşturmaya verdiği cevapta bu yönünü
şöyle vurgular: “Birdenbire ve sessiz görünmeler (sonra da dikkati çekmeden silinip gitmeler) daha
iyi. Bağışla beni, listeden sil beni!”
(…)
Nurullah Çetin, Behçet Necatigil, T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Ankara, 1997.
309