Page 21 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Çalışma Defteri 6
P. 21

Beceri Temelli-I






        1.  Realistlerin kişileriyle romantiklerin kişileri farklıdır. Romantiklerin kişileri güzel yapılmış resim gibidir, bütün özellikle-

           riyle görülmezler. Realistlerin kişilerini beraber yaşıyormuş gibi tanıma olanağı vardır çünkü onların kişileri canlı insan-
           lardır. Bir realistin eseri, bir hayat tecrübesidir.
           Bu açıklamayı göz önünde bulundurduğunuzda okuduğunuz metindeki kişilerin romantik ya da realist anlayışlar-
           dan hangisiyle anlatıldığını söyleyebilirsiniz? Metinden örneklerle açıklayınız.


           ..............................................................................................................................................................................................................
           ...............................................................................................................................................................................................................

           ..............................................................................................................................................................................................................

        2.  Yazar kadrosunu Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın gibi isimlerin oluşturduğu Servetifü-
           nun romanı; aşk, ölüm, kaçış ve yabancılaşma gibi dramatik konular üzerine kurulur. Nitekim okuduğunuz me-
           tinde de Leylâ adındaki bir çocuğun hastalık süreci anlatılmaktadır. Dar bir sanatçı kadrosunu ve kısa bir zaman

           dilimini (1896-1901) kapsayan bu dönem; “toplumdan kopuk”, “içe kapalı”, “dar bir çevreyle sınırlanmış” gibi bazı eleş-
           tiriler almasına rağmen yenileşme sürecindeki Türk edebiyatını, özellikle anlatı türlerinde yeni ufuklara taşımıştır.
           Yukarıda bahsedilen sanatçıların eleştirilen davranışlarının nedeni sizce neler olabilir?            .

           .............................................................................................................................................................................................................
           ...............................................................................................................................................................................................................
           ...............................................................................................................................................................................................................

        3.  Servetifünun romanının en kusurlu yönü, hiç şüphesiz, dili ve üslubudur. Yaptıkları uzun tamlamalar ile o zamanlar
           “mükemmel şekilde işlenmiş” dedikleri bir dil meydana getirmişlerdir. Okuduğunuz metinde de görüldüğü gibi fiil ve fi-

           ilimsilerle birbirine bağlanmış uzun cümleler, bu dönemin ürünlerinde sık rastlanan bir üslup özelliğidir. Fakat sonraları
           bu dilden vazgeçme yolunu tutmuşlar ve eserlerinin 1920’den sonraki baskılarında dil ve üslup bakımından değişiklikler
           yapmaya başlamışlardır.

           Sözü edilen bu sanatçıların dil konusundaki keskin tavırlarından vazgeçmelerinin nedenleri sizce neler olabilir?

           ...............................................................................................................................................................................................................
           ...............................................................................................................................................................................................................
           ..............................................................................................................................................................................................................

        4. “Servetifünun nesrinin babası” olarak adlandırılan Halit Ziya Uşaklıgil; Suut Kemal Yetkin’e yazdığı mektupta Kırık Ha-

           yatlar’ı, daha önce yazdığı ünlü romanları Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu’dan daha çok önemsediğini, onu daha yalın daha
           süslerden arınmış bulduğunu belirtir.
           Sanatçının, en son yazdığı romanını daha yalın ve süssüz diye nitelemesi sizce onun edebî gücü  açısından bir aşa-
           ma mı bir gerileme midir? Düşüncelerinizi gerekçesiyle birlikte açıklayınız.


           ...............................................................................................................................................................................................................
           ...............................................................................................................................................................................................................
           ...............................................................................................................................................................................................................








                                                 MATEMATİK-11
                                               ORTAÖĞRETİM  21 TDE-10
                                           GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26